Tarihi kentlerin başkanları Kayseri’de buluştu | ÇEKÜL

Tarihi kentlerin başkanları Kayseri’de buluştu

02.10.2014

Tarihi Kentler Birliği yılın ikinci Buluşması ve Meclis toplantısını Kayseri’de gerçekleştirdi. Yılın ilk Buluşması Mayıs ayında İstanbul’da yapılmış ve TKB Başkanlık seçimlerinin olduğu Meclis toplantısında Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz Birlik başkanlığına seçilmişti.

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin ev sahipliğinde yapılan Buluşma yaklaşık 500 kişinin katılımıyla 26-27-28 Ekim’de yapıldı. Özhaseki ve ekibinin titiz organizasyonu ve misafirperverliği ile üç gün süresince, Anadolu’nun farklı ölçekteki yerleşimlerinden gelen TKB üyesi belediye başkanları ve meclis üyeleri Kayseri’nin ve TKB’nin deneğim ve tecrübelerini dinleme şansı yakaladı.  Alanda yapılan teknik gezi ile yapılan çalışmalar yerinde incelendi.  TKB Kayseri Buluşması Cuma akşamı gala yemeği ve açılış konuşmalarıyla başladı. Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, TKB ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Prof. Dr. Metin Sözen ile Kayseri Valisi Orhan Düzgün, hem TKB’nin 14 yıldır sürdürdüğü çalışmaların hem de Kayseri’de uygulanan modelin önemimin altını çizerek, TKB üyesi başkanlara, davetlilere hoş geldiniz dedi.

Meclis toplantısında 10 belediye daha üyeliğe kabul edildi

Cumartesi sabahı TKB Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’ın divan başkanlığında yapılan Meclis toplantısında, başvurusu alınan 10 belediyenin daha üyelikleri oy birliği ile kabul edildi ve Tarihi Kentler Birliği’nin üye sayısı 362’ye yükseldi: Han Belediyesi/Eskişehir, Ihlara Belediyesi/ Güzelyurt-Aksaray, Ayaş Belediyesi /Ankara, Eflani Belediyesi/ Karabük, Hacılar Belediyesi/ Kayseri, Doğanyurt Belediyesi/Kastamonu, Eyyübiye Belediyesi/Şanlıurfa, Gümüşhacıköy Belediyesi/Amasya, Taşkent Belediyesi/Konya, Emirgazi Belediyesi/Konya

Geçmişin Gücüyle Geleceğini Tasarlayan Tarihi Kentler Birliği

Meclis toplantısının ardından ÇEKÜL Yüksek Danışma Kurulu Üyesi ve Kentsel Strateji şirketinin kurucusu A.Faruk Göksu’nun “Kentlerin Geleceği: Yeni Yaklaşımlar ve Yeni Yöntemler”,  Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin “Kültür Öncelikli Kalkınmada Kayseri Modeli” başlıklı sunumları, Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanı Mustafa İsen ve TKB Danışma Kurulu ve ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen’in değerlendirme konuşmalarıyla devam etti.

Kentlerin Geleceği: Yeni Yaklaşımlar ve Yeni Yöntemler / A.Faruk Göksu

“Türkiye kentleri üçüncü dönüşüm sürecine girdi. 65 yılık süreç içinde kentlerimiz üç kez yıkılıp yeniden yapıldı. Dünyanın hiçbir yerinde bunu göremezsiniz. Türkiye’de ise yık-yap süreci yaşanmaya devam ediyor. Üçüncü evrenin son dönüşüm süreci olması gerektiğine inananlardanım. Kentlerimizi farklı vizyonlarla nasıl kurgularız, buna kafa yormamızın zamanı geldi. Bugün 6K stratejisinden bahsetmek istiyorum. Her belediye bu kavramın içini doldurarak hangi süreçte olduğunu rahatlıkla görebilir.

 1K Kimlik: Yaşadığımız coğrafya farklılıklar coğrafyası. Yüz yıl önce bu farklılıklar görülebiliyordu. Ancak kentlerimiz giderek birbirine benzemeye başladı. Kayseri’nin Urfa’dan, Urfa’nın Muğla’dan farklılıklarını nasıl ortaya çıkaracağız düşünmemiz gerekiyor.

 2K Kapasite:  Kentler kapasitelerini doldurdu. Örneğin İstanbul kapasitesini doldurdu. Doğa ve suyu dikkate alarak kentlerin yapılaşmasını yeniden ele almalıyız.

3K kalkınma: Avrupa kentleri, kentsel ölçekte kalkınma modelleri ortaya koyuyor. Bizim de turizm, ticaret, finans,  gayrimenkul gibi kalkınma temalarının yanı sıra yenilik, yaratıcılık üzerine yeni temalar ortaya çıkarmamız gerekiyor.

4K Kalite: bahsettiğim dönüşüm süreçlerinde çok kalitesiz çevreler yarattık. Yaşamsal dokunuşlarla, farklılıklarla kaliteli çevreleri, mekânları yaratmamızın zamanı geldi.

5K Katılım: Yeni yüzyılın olmazsa olmaz temel ilkesi “işbirliği”nin gücünün artık neler yarattığını biliyoruz. Bu nedenle kentlilerin, uzmanların, tasarımcıların katılımıyla yeni modeller üretmeliyiz.

6K Kurgu: Artık kentlerimizi parsel bazında, ada bazında, proje bazında kurgulama dönemini geride bıraktık. Bütüncül bakarak, vizyonlarımızı geniş kesimlerle paylaşarak, ortaya koyarak, uygulanabilir stratejiler üreterek yeniden kentlerimizi kurgulamalıyız.

6K’nın barındırdığı kavramlara ister stratejiler değin, ister performans kriterleri değin tüm belediyeler bu “K” ların içine doldurarak hangi seviyede olduklarını, nelerin eksik olduğunu tespit emeli, ileri hedeflerini yeniden gözden geçirmelidir.

Dünyada bazı kentsel akımlar var. 1990’lardan buyana Avrupa kentleri Kentsel Rönesans yaşadı ve bu süreçte akıllı büyüme stratejiler geliştirdi. 90’ardan itibaren çeperlerden kent merkezlerine dönüşün yaşandığı, şehirciliğin ön plana çıktığı, kültürel ve tarihi değerlerin korunduğu, yayalaşma hareketlerinin başladığı bir dönemi yaşıyoruz. Bütün Avrupa başkentleri bu süreç içinde yenilendi. Akıllı büyüme dediğimiz kavram ile ekonomi ile kentsel büyüme ilişkisini kurarak ilerlediler. Yeni yüzyıl kentleri, 24 saat yaşayan çalışma ve yaşama alanı birlikteliğini yarattı.

Türkiye de yeni kent modellerini ortaya koymalı.  Gelişen kentler, kültür kentleri, bahçe kentler, paylaşan kentler gibi akımları TKB gündemine almalıdır. Anadolu kentlerinin zengin değerlerini ve yaşama biçimlerini göz önünde bulundurarak kendine özgü yöntem ve yaklaşımlar geliştirmelidir.”

A.Faruk Göksu konuşmasının ikinci bölümünde, ÇEKÜL, Kadıköy Belediyesi ve Kentsel Strateji şirketi ortaklığında kurulan Kadıköy Tasarım Atölyesinden (TAK) uygulama örnekleri verdi.

Kültür Öncelikli Kalkınmada Kayseri Modeli / Mehmet Özhaseki

Özhaseki, Faruk Göksu’nun konuşmasına atıfta bulunarak sözlerine, yeni belediye başkanların bir hedef koymalarını tavsiye ederek başladı. “Geminin kaptanın bir rotası yoksa hiçbir rüzgâr ona yardım edemez” diyen Özhaseki, Faruk Göksu’nun verdiği örneklerin dikkatle incelenmesi gerektiğini vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti:

“Kayseri’de ilk planlama 1943’lerde yapılıyor. Planlamacılar, tarihi Kayseri’yi bir kenarda tutalım size yeni bir şehirleşme alanı açalım diyor.  Şehir meclisi toplanıyor ve bu öneriye, planlara itiraz ediyor. Ve eski şehrin üstüne yeni şehri inşa etmeye o yılarda başlanıyor. 70-80’lerde ise göç başlıyor. Şehrin çeperleri doluyor. Gecekondu mahalleri oluşuyor. Alt yapı yok. Kanalizasyon kanalları açıkta… Sonra işin başlına geçince imar hareketleri ve alt yapı çalışmalarıyla işe başladık. 40 kadar gecekondu mahallesi vardı ve her gün 15-20 gecekondu yapılıyordu. Kaçak yapılaşmayı önlemek için milyonlarca metrekarelik bir araziyi gecekondu önleme alanı ilan ettim. 250 metrekarelik parseller oluşturdum. Üzerine 88 metrekarelik tip projeler geliştirim. Evim yok diyen, tapusu olmayan herkese 25 lira peşin, 5 lira taksitle bu arsaları dağıttım. Parası olmayanlar bir oda tuvalet yapıp oturmaya başladı. İkinci sene köyden parası gelince evini tamamladı. Şimdi bu alanda 17 bin civarında konut var. 50 bine yakın gecekondu yakıldığı halde bir kavga olmadı. Raylı sistemin bir ucunu kentin doğusuna götürdüm. Böylece kent doğuya doğru gelişti ve konutlar sağlam zeminlere yapılmaya başladı. Günümüzde  %99 kaçak yapıdan arınmış bir Kayseri var artık.  Sıra parklara geldiğinde işgalci mafyalarla uğraştık ve işgali önledik. 26 parktan 817 park alanı yarattık. Artık bu parklarda sabah sporları yapılıyor. Ali Dağını ağaçlandırmaya başladık. 600 kilometre su borusu döşeyerek sulama yaptık. Tarihi eserlerimizin hepsini elden geçirdik. Kayseri ticaret merkezi. Ticareti biraz daha hareketlendirmek için Serbest Bölge kurdum. Şimdi yüzden fazla firma ihracat yapıyor. Fikirlerimizi geliştirip belki de görevimiz olmayan işler yaptık. Örneğin, yaşlılar için huzur evi yaptık, spor merkezleri, stadyumlar,  yaşlılar için hobi bahçeleri hazırladık. Kayseri ticaret merkezi. 3 organize sanayi alanımız var. Bu alanlarda bir gün içinde 139 fabrikanın temelini attık. Beş tane üniversite kuruldu. Bunlardan bir tanesi devlet üniversitesi. Diğerleri Kayserili hayırseverlerin katkılarıyla yapıldı. Hepsine teşekkür ediyorum. Erciyes Dağına bir kayak merkezi projesi hazırladık. Sadece bu projenin olup olmayacağını olgunlaştırmak bir yıl sürdü. Uzmanlar araştırmalar yaptı. Yağışlar, rüzgâr, güneş hepsi hesaplandı. Uzmanlardan onay gelince 5 yıl da proje süreci sürdü. Ve şimdi 5 bin kişinin kalabileceği kayak merkezi projesi başladı.

Kentin içinde görünmez hale gelen eserlerin rahat gezilebilmesi için Kültür Yolu Projesini hazırladık. Rotayı takip ettiğinizde tüm tarihi eserleri görebiliyorsunuz. Anlatım levhaları, bakı terasları hazırlandı. Hiç kimseye ihtiyaç kalmadan yolu takip ederek kentin içinde gezebiliyorsunuz. İlk Selçuklu Uygarlığı, Gevher Nesibe Darüşşifasında açıldı. Gezi rotasının en önemli duraklarından biri burası. Müzede Selçukluya ait eserleri sergilemeye çalıştık. Rota güzergahındaki Kale içinde 400’den fazla esnaf vardı. Yenilemek için proje yarışması açtık. Birinci olan projenin uygulama çalışmaları başladı. Alt kısım arkeoloji müzesi, üst kısım ise kültür sanat merkezi olacak. Kale surlarını bozmayan, tarihi eseri gölgede bırakmayan bir anlayışla yapılan proje ile kale ve çevresi hareketlenmeye başlayacak. Hunat Hatun Külliyesi ise Türk İslam sanatlarının uygulandığı ve sergilendiği bir alan olarak işlevlendirildi.  Tarihi Kayseri Lisesi(Milli Mücadele Müzesi), sivil mimari örneklerinin olduğu Kayseri Mahallesi de Kültür Yolu Rotası kapsamında gezilebiliyor.”

Genel değerlendirmeler

Prof. Dr. Mustafa İsen

“Eski bir kültür turizm bakanı müsteşarı olarak bu konuyla ilgili bir takım kanaatlerimi sizinle paylaşmayı düşünüyordum ama Mehmet Bey nerdeyse benim düşündüğüm meseleleri daha ötesine giderek, birer uygulama örneği olarak nakletti. Kendilerini tebrik ediyorum. TKB’nin giderek iyi şeyler yapan bir kurum olarak bir şemsiye kuruluşa dönüştüğü kanaatindeyim. TKB’nin başarısı, teoriyi ve uygulamayı bir arada götürmüş olmasıdır. Burada Metin Hoca kural koyucu olarak belediye başkanlarıyla bir işbirliği gerçekleştirdi ve bu iş birliği ortaya güzel örnekler koydu. Bu süreç sonucunda Türkiye bir başarı hikâyesine tanık oldu. Şimdi yeni bir durumla karşı karşıyayız. Buradaki belediye başkanlarımızın hepsinin çok daha iyi bildiği gibi, Türkiye’de altyapı problemleri büyük ölçüde tamamlandı. Üst yapı çalışmaları için de çok fazla tecrübemiz yok arkadaşlar. TKB’nin bu çerçevede bir AR-GE merkezi oluşturması gerektiğini düşünüyorum. Ve bunun için de yeni bir yapılanmaya ihtiyaç olduğu kanaatindeyim.

Daha önceki yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı bir düzenleme yaptı ve kültürel faaliyetlerin büyük ölçüde yerel yönetimler tarafından yürütülmesi için mevzuatı düzenledi. Fakat bu mevzuat eksik kaldı. Bakanlığın taşra teşkilatının yerel yönetimlere devredilmesiyle ilgili bir işlem daha yapılması gerekiyordu. Bununla ilgili yasal düzenleme meclis gündemine kadar getirildi. Ondan sonra takip edilmedi ve kaldı. Önümüzdeki dönemde ciddi olarak bir düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyorum. Devlet merkezi yapı olarak sanat icra etmekten vazgeçecek. Sanatı destekleyen bir konuma bürünecek ve bu işlerin büyük ölçüde yerel yönetimler aracılığıyla yapılmasına imkân verilecek. Sayın Özhaseki durumdan vazife çıkararak, bunların bizatihi kendisine mevzuat olarak yüklenmeden de yapılması gerektiğine ve şehrin hangi kazanımlar elde edebileceğinin güzel örneklerini sundu. UNESCO’nun kalkınma kriterlerine göre artık kişi başına düşen milli gelir, kalkınma olarak yetmiyor. Buradaki en önemli kriterlerden bir tanesi insanların entelektüel beklentilerine, yaşadıkları şehrin, ortamın ne kadar izin verdiği. Ancak bu kriteri yerine getirebiliyorsanız, sizin ülkeniz, şehriniz kalkınmışlık açısından bir pozitif değerlendirmeye tabi tutulabilir.

Pek çok şehrimizde kent müzeleri kuruyorlar. TKB’nin bu kent müzeleri konusunda da bir merkezi olmalı. Ben kültür ve sanatın sonuçta bir amaç olduğu kanaatinde değilim, kültür ve sanat sonuç olarak insan kalitesinin yükseltilmesi noktasında bir araçtır. Şimdi biz insan kalitemizin yükseltilmesi için çalışmalar yapmak durumundayız. Kültür yönetimleri, kültürel altyapı, kültürel programlar konusunda önümüzdeki günler için bir çalıştay yapması gerektiğini düşünüyorum ve bu özel konuyu tartışmak üzere toplantıya kent planlamacıları, kentsel yapılar ve kültürel yapılarla ilgili alan uzmanları, kent müzeleriyle ilgili uzmanların, akademisyenlerin, korumacıların ve nihayet kültür kuramcıların katılmasını öneriyorum. Somut ve uygulanabilir bir eylem planı çıkarılarak, belediyelerin önüne konmasının uygun olacağı kanaatini taşıyorum. Bunun için de birkaç kentin pilot olarak seçilmesi, sonra kamuyla paylaşılmasının uygun olacağı düşünüyorum. Türkiye’de son 10 yıl içinde Cumhuriyet tarihinde yapılanın onarımların 100 katı kadar restorasyon gerçekleştirilmiştir. Başlangıçta yıkılacağına hiç olmazsa restore edelim mantığıyla bakıyorduk. Artık doğru restorasyon yapalım gibi bir yaklaşım içinde olmalıyız. ”

Prof. Dr. Metin Sözen

Türkiye yerel yönetim meselesini ihmal etmiştir. Yerelden kalkarak gelişmemiş ulusal ve evrensel boyut, sağlam temeller üzerine oturamaz. Kültür ve sanatın toprakları olan Anadolu’da, halkın kültür alımını yükselten bir geleceği belediye başkanları yüklenmek zorundadır. Tarihi kentler geçmişe öykünerek, geçmişin yanlışlarının sorumluluğunu alarak bugünü kuramaz. Kültür öyle yapıştırmaya gelmez; kolaj değildir. Kültürün başka girdileri vardır. Seçildiğiniz 5 yıl süresince TKB ile dirsek temasını sonuna kadar götürmek zorundasınız. Kendi başınıza ayakta durma süreci bitmiştir. Onun için ittifak ve barış dolu kentler diyoruz. İttifak yapan kentler diyoruz. Türkiye berberliği ve sevgiyi unutmamalıdır. Türkiye dayanışmaya, komşuluğa ve hemşeriliğe önem veren bir toplumdur.

TKB’nin bir dili oluştu. Dil akıl ve bellekten geçen bir birikimin sonucudur. Sözcükler, kelimeler değişmeye başladı. Söylediğim sözün önü ve arkası bağlanır oldu. Bu görünmeyen mirastır. Somut olmayan mirastır. Ve gelenekten geleceğe dili olan bir ulusun dili Türkçe’yi çok seviyorum. Çok özel ve güzel, gerektiği zaman gerektiği sözcüğü bulunan bir dile sahibiz. Yerel yönetimlerin halka göre bir dile ihtiyacı var. TKB üyesi belediye başkanlarının %50 değişti. Tecrübeli başkanlarımızın geçmişten bugüne konuşurken hangi kültüre, sanata ve diğer konulara bağlı cümleleri ve sözcükleri seçtiğine dikkat edin. Örneğin Mehmet Özhaseki’nin konuşmasını %100 anladım. Kullandığımız dil önemli arkadaşlar; samimiyet önemli. TKB toplantılarında beraber gelecek umutlarımızı arttırıyoruz ve gittiğimiz her yerde başarı kazanmış arkadaşlarımızın, farklı uygulamalarını dinliyor, birlikte inceliyoruz; deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Bu Türkiye’nin yeni haritası olmalıdır.Başarılarınızı kutluyorum…

Kültür Yolu Rotası incelendi ve Kültepe Höyüğü ziyaret edildi

TKB Kayseri Buluşmasında bir araya gelen yaklaşık 500 kişi Selçuklu Uygarlığı Müzesinden başlayarak Kültür Yolu Rotasını inceledi.  Buluşmanın son günü ise Kültepe Höyüğü Kaniş Karum Hazineleri ziyaret edildi.

Mehmet Özhaseki ve A.Faruk Göksu'nun sunumlarına ulaşmak için tıklayınız