Yaratıcı Kentlerin Kalkınmasında Kültürel Değerler | ÇEKÜL

Yaratıcı Kentlerin Kalkınmasında Kültürel Değerler

Yazan: Ceyda Bakbaşa Bosson - ÇEKÜL Vakfı İş Geliştirme ve Bilgi Ağacı Koordinatörü

Yerel Kimlik Dergisinin 72. sayısında yayımlanmıştır. (sayfa: 22-29)

“Kültür” kelimesi günümüzde bir grubu, insanı, azınlığı, yaşam biçimini tarif etmek; ekonomik bir gelişmeyi anlatmak için kullanılıyor. Bu kullanım hem çok geniş hem de çok farklı içeriklere sahip bir kavramı işaret etmektedir. Dolayısıyla kültür politikalarından, kültür endüstrilerinden, kültür odağındaki yaratıcı şehirlerden bahsederken konuyu hangi perspektiften ele aldığımızı görmemiz ve konunun ana çerçevesini çizmemiz bir yandan kültürü algılamamızı kolaylaştırırken, diğer yandan “kültür” dediğimizde kendi sınırlarımızın ne olduğunu tanımlamamıza yardımcı olmaktadır.

Yaratıcı atölyelerin kurgulandığı çocuklar için tasarlanmış bir alan: Chibikkobe, Kobe

UNESCO[1], kültürü “bir toplumu ya da toplumsal bir grubu tanımlayan belirgin maddi, manevi, zihinsel ve duygusal özelliklerin bileşiminden oluşan bir bütün ve sadece bilim ve edebiyatı değil, aynı zamanda yaşam biçimlerini, insanın temel haklarını, değer yargılarını, geleneklerini ve inançlarını da kapsayan bir olgu” olarak nitelendirmektedir. Edward Said’e göre kültür, bir toplumun bildiği, düşündüğü, yarattığı en iyi şeylerden oluşan dağarcığı içeren bir kavramdır (Said, 2021). Buradaki kültür tanımında en belirgin ve kabul gören öğelere vurgu yapılmaktadır. Kültür endüstrileri kapsamında kültür yukarıda belirtilen her iki kültür tanımı ile de tarihsel süreç içinde örtüşmüştür.

Kiosk Projesi: Kortrijk, Belçika

Kültür kavramı için 19. yüzyıldaki sanayi devrimi ve sömürgecilik anlayışı, “kültür” için kırılma noktası oluşturmuş; farklı coğrafyalardaki toplumların yaşam biçimlerini sürdürme şekilleri dikkat çekmeye başlamıştır. İnsan dâhil tüm canlıların ortak bir atadan evrildiği üzerine, Charles Robert Darwin’in geliştirdiği evrim teorisi, insanların yaşam biçimlerini algılamak için referans alınmaya başlamıştır. İnsan toplulukları arasındaki farkları sosyolojik ve antropolojik olarak açıklamaya çalışan sosyal darwinizm teorisi, kültürel farklılıklar için de kullanılmaya başlamıştır. Gelişim basamaklarının en tepesinde olan batı medeniyeti farklı toplulukların erişmesi/ulaşması gereken bir kültür eşiği olarak değerlendirilmiştir. Ancak, Bronisław Kaspar Malinowski, kültürü ulaşılması gereken gelişim basamakları olarak ele almamış; bu kavramın farklı kültürel yaşam biçimleriyle bağlantılı olduğunu ortaya koymuştur (Candan ve Özbay, 2018). 1940’lı yıllarda Frankfurt Okulu ile beraber kültür endüstrisi tartışmaları başlamıştır. 1960’larda görülen toplumsal hareketler, kültürün demokratikleşmesi sürecini başlatmış ve bir ülke politikası hâline gelmesini sağlamıştır. 1980’li yıllarda kültür; ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla beraber, kalkınmanın dördüncü ayağı olma yoluna girmeye başlamıştır. 2000’li yıllara geldiğimizde kültür; kentlerde yaşama dinamiklerinin geliştirilmesi, refahın arttırılmasında aracılık eden ve kalkınma stratejilerinin odağına yerleşip yaratıcı kentler kavramının gelişmesindeki en önemli odaklar arasındadır (Ece et al, 2016). Görüldüğü üzere, kültür kavramının ele alınış şekilleri bir yandan farklı yaşam biçimlerinin çizdiği değerlere odaklanırken, diğer yandan kültür endüstrileri ve ekonomik bir değer olarak kültürün algılanmasıyla beraber toplumların yaşam biçimlerindeki kültürel üretim süreçlerine evrilmeye başlamıştır.

Kültür Endüstrileri ve Yaratıcı Kent

Kültür endüstrileri kavramı, tüm ekonomik sektörler arasında yaratıcılık ve kültür odağında yer alan ve bir ekonomik değer yaratım sürecinde bulunan meslekleri kapsamaktadır. Görsel Sanatlar, gösteri sanatları, kültürel miras, tasarım, yayıncılık, görsel iletişim tasarımı ilk akla gelen sektörlerdendir. Ancak, hangi sektörlerin bu kapsamda değerlendirildiği ya da gruplandırıldığı bakış açısına göre farklılaşmaktadır. Örneğin, DCMS[2] modelinde; üretim süreçlerinde yaratıcılığın kullanıldığı sektörler ele almış ve gruplmama bu şekilde yapılmıştır (DCMS, 2001). WIPO[3]’ya göre ise kültür endüstrileri fikri mülkiyet haklarına göre şekillenmiş endüstrilerdir (WIPO, 2003). UNCTAD[4] modelinde kültür endüstrileri ve yaratıcı endüstriler birbirinden farklı değerlendirilmektedir (UNCTAD, 2008). Son olarak UNESCO modelinde ise kültürel alanlar başlığı altında miras, performans sanatları, edebiyat, görsel sanatlar ve tasarım ele alınmış, bütüncül bir bakış açısı benimsemiştir (UNESCO, 2013). Görüldüğü üzere, kültür endüstrilerinin içeriğinin nasıl şekillendiği, kültürü toplumsal, sosyal ve ekonomik bir değer olarak ele alan bakış açısıyla bağlantılıdır. Elbette ki bu bakış açısı, yaratıcı kent kavramının içeriğini şekillendirmekte ve yönlendirmektedir.

UNESCO Tasarım Şehirlerinin Around Autofiction Projesi, Saint-Etienne, Fransa

Kültür endüstrilerinin ekonomik bir değer olarak ele alınması ve kentlerin gelişim stratejilerini oluşturması, yaratıcı kent başlığıyla birebir örtüşmektedir. Richard Florida (Florida, 2002) ve Charles Landry’nin (Landry, 2000) tanımladığı yaratıcı kent kültür endüstrinde çalışan yaratıcı grubun ekonomik değer yaratma sürecinde kalkınma stratejilerini şekillendirmesinin yanında; karar alıcı kurumların sürece dâhil olduğu, kamusal yaratıcılığı şekillendirdiği, kentlerin mevcut kültür endüstrisinin bileşenlerinde yer alan, kentim kimliğini oluşturan sektörlerin yönlendirildiği bir liderlik sürecinden bahseder (Landry, 2000). Bahsedilen “yaratıcılığın” sadece kent sınırlarıyla yetinmemesi önemlidir. Kültür endüstrilerinin küresel ölçekte bağlı olduğu ilişkilerle şekillenen, büyüyen ve gelişen dinamizm; yaratıcı kentin geniş sınırlarını da ifade etmektedir.

UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı

UNESCO Yaratıcı Kentler Ağı (UYKA) tam da bu endüstrilerin yarattığı ülkeler arası, şehirlerarası oluşan organik bağa odaklanmaktadır. Ekim 2004 tarihinde ve UNESCO çatısında dünya kentlerini kültür endüstrileri bağlamında birleştirmek için kurulmuştur. Zanaat, film, tasarım, gastronomi, edebiyat, dijital sanatlar ve müziği barındıran 7 farklı yaratıcı sektörü kapsamaktadır. 2021 yılı itibarıyla yeni katılan 49 şehirle beraber; 90 ülkeden toplam 295 kent ağda yer almaktadır. Gastronomi, zanaat ve müzik en çok üyenin yer aldığı yaratıcı sektörlerdir. UYKA’nın 6 ana kuruluş amacı şöyle belirtilmiştir:

  • Sürdürülebilir gelişmede yaratıcılığı benimsemiş kentler arasında güçlü uluslararası ortaklıkların kurulmasını teşvik etmek,
  • Yaratıcılığı kentsel kalkınmada ana bileşen olarak benimsemiş, sivil toplum, özel sektör ve kamu işbirliğindeki projeleri desteklemek,
  • Kültürel etkinlikleri, ürünleri ve hizmetlerin üretimini desteklemek,
  • Kültür yaratıcıları ve profesyonelleri için yaratıcılık ve inovasyon odakları oluşturmak,
  • Kültürel hayata katılımı arttırmak, kültür sektöründeki işgücünü geliştirmek ve dezavantajlı grupların kültüre erişimini arttırmak,
  • Kültür ve yaratıcılığı yerel kalkınma stratejilerine ve planlarına entegre etmek.

Amaçlar, hem kültür endüstrilerinin ekonomik gelişim ve ağ kurma potansiyellerine odaklanmakta hem de kültürel erişim ve katılımın bir kent stratejisi olarak ele alınmasına vurgu yapmaktadır.

Belirtilen bu amaçlar farklı eylem başlıklarında UYKA’nın bünyesinde yer alan sektörler aracılığıyla eyleme geçmektedir. Bu ağ sayesinde, başarılı deneyimler paylaşılmakta, sivil toplum-özel sektör-kamu ortaklığında projeler yürütülmekte, uluslararası profesyonel hareketlilik artmakta, politik ve sürdürülebilir uygulama örnekleri ortaya koyulmakta ve bu konu üzerine iletişim ve farkındalık uyandırma çalışmaları yapılmaktadır.

UNESCO Yaratıcı Kentler ağına üye olan belediyeler, ağ kapsamında düzenlenen toplantılara katılmak, 4 yıllık eylem planlarını bütçeleriyle beraber UNESCO sekreterliğine sunmak ve uygulamak zorundadır. Üye şehirlerin eylem planlarının doğru ve kentteki yaratıcı sektörlerin gelişme dinamiklerini göz önünde tutarak kurgulamaları bu ağdan azami fayda sağlamaları için çok önemlidir. 7 yaratıcı başlık değerlendirildiğinde, şehirlerin farklı eylem stratejileri uyguladıkları görülmektedir[5].

Yerel Ölçekteki Projeler

Birçok üye şehir, üye oldukları başlıkta kentlerinde yer alan sektörünün gelişimine yönelik kapasite geliştirici projeler tasarlamaktadır. Örneğin, Kortrijk şehrinin tasarımcı ve üreticiyi ya da markaları buluşturduğu bir ağ projesi bulunmaktadır. Bağımsız tasarımcılar, tasarımlarını üretici ya da markalara tanıtabildikleri ve farklı ortaklıklar yakalayabildikleri birçok olanağa sahip olmuşlardır. Edinburg Edebiyat Kenti; edebiyat ve turizmi birleştiren tanıtım etkinlikleri, mobil uygulamalar tasarlamıştır. Kapasite geliştirilmesi konusunda önemli projelerden biri, topluluk oluşturmakla bağlantılıdır. Ağa bağlı birçok kent, kentlerinin bağlı bulundukları sektörü görünür kılmak ve ortaklıkları güçlendirmek için bir haritalama çalışmasını hayata geçirmiştir. Görünürlük ve erişilebilirlik, yerelde gerçekleşen çalışmaların önemli bir başlığını oluşturmaktadır. Reykjavik Edebiyat Kenti, edebiyat tarihini ve önemli başyapıtları kentte görünür kılmak üzere mekânsal tasarım projesi yürütmüştür. Kobe Tasarım Kenti ise çocuklara profesyonel tasarım becerileri kazandırmak için çeşitli eğitim programları geliştirmiştir.

Uluslararası Ölçekteki Projeler

Uluslararası ölçekte yer alan projelerdeki en önemli kilit nokta farklı yaratıcı disiplinler arasındaki ortaklık ve/veya bilgi deneyim paylaşımıdır. Bu bağlamda, misafir değişim programları birincil örnekler arasında yer almaktadır. Krakow Edebiyat Şehrinin yazarlara çalışma, üretme ve gelişmesini sağlayan programı bunlara örnek gösterilebilir. Kanawaza şehri ve Enghien-les-Bains ortaklığında; zanaatkârları ve dijital medya tasarımcılarını bir araya getiren “misafir sanatçı programı” disiplinlerarası boyutta kurgulanan, farklı bir misafir programıdır. Saint-Etienne Tasarım Kentinin düzenlediği Around Autofiction projesi, UYKA’da yer alan diğer 7 tasarım kentiyle sürdürülebilir ulaşım ve tasarım üzerine 2 yıl boyunca atölyeler, çalıştaylar ve bütün bunların ürünü olarak sergi düzenlenmiştir. Bu sergi, birçok tasarım kentini ziyaret etmiştir.

UYKA’da Türkiye

Türkiye’de, tasarım, zanaat, müzik ve gastronomi başlıklarında toplam 7 kent bu ağa üyedir. Gaziantep, Gastronomi Kenti Youth4Food projesi kapsamında birçok gastronomi şehri ile ortaklık kurup; gastronomiye ilgi duyan gençlere, 2018 yılında tarımsal üretimden gastronomiye kadar birçok eğitim içeriği sunmuştur. Aşçılık sanatıyla ilgili bir eğitim merkezini hayata geçirerek, yereldeki bu potansiyelin gelişmesine destek sağlamıştır. Türkiye’den bir başka örnek, tasarım kenti İstanbul’un 2019 yılında katılım sağladığı, Avusturya’nın Graz kentinde organize edilen DesignMonat Tasarım festivalidir. İstanbul hem önemli Türk tasarımcıları hem de geleneksel zanaat ürünlerini ve bilgilerini tanıtma ve uluslararası tasarım ekosistemine dâhil etme şansını elde etmiştir.

Designmonat Graz, Avusturya

UYKA’ya katılım sürecinde İstanbul’un benimsediği katılımcı yaklaşım dikkat edilmesi gereken bir örnek teşkil etmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yürütücülüğünde sektörel paydaşlar belirlenmiş, kentin kimliği ve tarihiyle örtüşen; tasarımla ilgili öne çıkaracağı değerler, ortak akıl konferanslarıyla tespit edilmiş, katılımcı süreç yürütülme modeli ve organize yönetim yapısı, İstanbul’un başvuru sürecini güçlendiren önemli adımlardan olmuştur.

Yaratıcı Kent kavramı, kültür endüstrileri her ne kadar 1990’lar itibarıyla kent stratejilerinin bir parçası olmaya başlasa da bu kavram ve uygulamaları kültür algısının değişim süreciyle beraber düşünmemiz doğru uygulamaları geliştirmemizi sağlayacaktır. Kültür politikalarını tek bir doğruya erişmek için kurgulamak, bir başka deyişle kentlerin kendi potansiyellerini ve kimliklerini tarihsel koşullarla değerlendirmeden; bir Hollywood ya da bir Paris olmak istemesi, kültürün engin yapısal dönüştürücü gücünü daha sığ bir şekilde algılamamıza neden olacaktır. Uluslararası nüfuza sahip UYKA’na üye olmak, elbette çok önemli bir adımdır. Ancak, bu ağa üye olmanın yaratacağı etki sadece kentlerin kendi kimlikleri ve kültürleri doğrultusunda gelişme dinamiklerini belirlemesiyle mümkün olacaktır.

 

Kaynakça

Ayfer Bartu Candan, Cenk Özbay (2018) Giriş, Kültür Denen Şey Antropolojik Yaklaşımlar (Ed: Ayfer Bartu Candan, Cenk Özbay), Metis Yayınevi: İstanbul, s: 9 – 12

DCMS (2001) Creative industries mapping document, Londra, https://www.gov.uk/government/publications/creative-industries-mapping-documents-2001

Edward Said, Kültür ve Emperyalizm (çev: Necmiye Alpay), Metis Yayınları, İstanbul, 2021

Ece, Ö., Sanul, R. G., Yartan, C. ve Yücesoy, E. Ü. (2016) Yerel Yönetimler İçin Kültürel Planlama, İstanbul: İKSV.

Florida, R., (2002) The Rise of the Creative Class. Basic Books, New York

Landry, C., (2000), The Creative City A Toolkit For Urban Innovators, Earthscan,

Londra

UNCTAD (2010). Creative Economy Report 2010. Creative Economy: A Feasible

Development Option. Geneva and New York: United Nations.

UNESCO (2013) Creative Economy Report: Widening Local Development Pathways,

United Nations/UNDP/UNESCO, Paris

WIPO (2003) Guide on Surveying the Economic Contribution of the Copyright-Based Industries, World Intellectual Property Organization

 

[1] United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization.

[2] Department for Digital, Culture, Media & Sport.

[3] World Intellectual Property Organization.

[4] United Nations Conference on Trade and Development.

[5] Aşağıda belirtilen UYKA’da yer alan kentlerin proje örnekleri https://en.unesco.org/creative-cities/home sayfasında yer alan kentlerin 4 yıllık faaliyet raporlarından derlenmiştir.