Mirasla Birlikte Yapılanmak | ÇEKÜL

Mirasla Birlikte Yapılanmak

Yazan: Ali Faruk Göksu - ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, Şehir Plancısı

Yerel Kimlik Dergisinin 74. sayısında yayımlanmıştır. (sayfa: 12-21)

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş ve Hatay merkezli yaşanan depremler; sular coğrafyasının Fırat ile Dicle arasındaki Mezopotamya yerleşimlerini ve Seyhan, Ceyhan, Asi, Göksu, Çaltı, Cendere, Tohma, Kahta, Karasu, Tuzla, Munzur, Pülümür, Murat, Peri gibi su yollarındaki pek çok Anadolu yerleşimini etkilenmiştir.

Antakya, 2023

Deprem; Elazığ, Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş, Gaziantep, Kilis, Hatay, Şanlıurfa, Diyarbakır, Osmaniye ve Adana kentlerinde, 14 milyon kişinin yaşadığı ve yaklaşık 11 milyon hektarlık geniş bir su coğrafyasını kapsamaktadır.

Resmî rakamlara göre 850 bin yapı biriminin yıkılması ve bu oranın bölge bazında %15, Hatay-Antakya merkezde %60, Adıyaman merkezde ise %40’ların üzerinde olması ve 50 binin üzerinde can kaybı tespit edilmesi, depremin etkisinin ne derece büyük göstermektedir. Ayrıca 169 yıkık, 535 ağır hasarlı, 390 orta ve 721 az hasarlı olmak üzere kültürel miras da depremden hayli etkilenmiştir. Bu oran, bölgedeki toplam kültürel miras yapısının %21’dir. Tarihi çarşılar, sokaklar, mahallelerdeki anıtsal ve sivil mimarlık örnekleri maalesef büyük zarar görmüştür.

Yerleşimlerin ruhu kaybolmuş

Nisan ayı içinde, sırasıyla depremden en çok etkilenen Gaziantep (Merkez, İslâhiye ve Nurdağı), Kahramanmaraş (Merkez), Adıyaman (Merkez), Hatay (Antakya-Samandağ) yerleşimlerine gittim. Depremin üzerinden iki ay geçmesine rağmen yıkımın izleri hâlâ hissediliyordu:

’Enkaz kaldırmaya devam edilen mahallelerde ve geleneksel çarşılarda oluşan büyük boşluklar, yıkılmayı bekleyen ağır hasarlı ve orta hasarlı binalar, enkazdan kapanan yollar, çadır ve konteyner kentlerdeki ağır yaşam koşulları, sokaklarda donuk ve çaresiz bakışlar, hasarlı binalardaki evlerden ve dükkânlardan çıkarılmaya çalışılan eşyalar,  yardım ve tespit çadırlarında uzayan kuyruklar, yıkılmış kamu binaları yerine kurulan çadırlar ile az hasarlı kamu binalarında hizmet vermeye çalışan kamu görevlileri, geçici çadır ve konteyner dükkânlarda alışveriş yapanlar, yerleşim yerlerinin giriş ve çıkışlarında yol kenarına dökülen enkazlar, enkaz altında kalan araçların depolandığı araç mezarlıkları, enkaz ve eşya taşıma kamyonları, yıkım vinçleri, dozerler… Ortalık toz ve duman.

Antakya, 2023

Kısacası yaşama tutunanlar, acı içinde umut arayanlar. Aile yakınlarını, komşularını, hemşerilerini ve müşterilerini bekleyenler. Acılı ve yorgun depremzedelerin yaşamsal mücadelesi.

Ayrıcalıklı coğrafyanın, kültürel ve demografik çeşitliliğin harmanlandığı yerleşmelerin ruhu kaybolmuş. Yıkılan yapılar küçük ve büyük mekânsal boşlukları, yıkılan umutlar ise zihinsel boşlukları yaratmış. Kısacası, bölgede dün ve bugün arasında dondurulmuş zaman diliminde enkaz altındaki yakınları için umutlu bekleyişlerin yerini acı ve çaresizlik almış.

Kaybolan yalnızca yerleşimlerin ruhu değildir, toplumun hafızası da bir anda sıfırlanmıştır. Yaşanan toplumsal travma, geçmişle gelecek arasındaki bağı belli bir süre dondurmuştur. Gelen ve gidenlerin coğrafyasında umutlu bekleyiş ‘’toprak çeker, gelmeye çalışırlar’’ söylemiyle dillendirilmektedir.

Antakya, 2023

Yaşananlara ve zorluklara rağmen bölge insanında umut bulunmaktadır. Suyla gelen kültürlerin bereketli ve birikimli coğrafyasında binlerce yıldır kurulan ve yıkılan katmanlaşmış uygarlıkların izleri ise umudun en önemli göstergesidir.

Deprem sonrası arama kurtarma çalışmalarında ve yardımlaşmada özellikle sivil hareketin başarı öyküleri hayli fazladır. Bu deneyimlerden dersler çıkarılmalıdır. Etkin güç oluşturma için bireysel ve kurumsal sivil inisiyatifin başarı öyküleri ortak hareket planıyla hayata geçirilmelidir.

Şanlıurfa, Kapalı Çarşı

Tarihi Kentler Birliği ve ÇEKÜL Vakfının, doğal ve kültürel mirasın korunması konusundaki deneyimi, bu kez “yeniden yapılanma” sürecinde kullanılmalıdır. Yerel, ulusal ve uluslararası dinamikleri ortak şekilde harekete geçirecek bazı çağrılar yapılmalı, eylem planı hazırlanmalı, ortak programlar açıklanmalı ve deprem bölgesinde buluşmalar düzenlenmelidir.

Önce ‘’Mirasla Birlikte Yapılanma Yılı” ilan edilmeli

Kültürel ve doğal miras değerlerimizin korunması ve yaşatılması için Tarihi Kentler Birliği ile ÇEKÜL Vakfının farklı zamanlarda ve ölçeklerde geliştirdiği kavramlar, söylemler ve öncelikli hedefleri içeren kısa, orta ve uzun vadeli eylem çeşitliliği miras deneyimi konusunda önemli bir birikim sağlamıştır.

Gaziantep, Bakırcılar Çarşısı (Deprem Öncesi)

Geçmişten günümüze ulaşan ve hâlâ keşfedilmeye devam edilen miras zenginliği ve çeşitliliği, yaşadığımız coğrafyanın on binlerce yıllık birikiminin ürünleridir. Somut ve somut olmayan kültürel miras değerlerimizin her birinin tarihsel önemi ve korunma önceliği, yeri doldurulamaz mirasın ‘’iyi yönetimi’’ konusunun sürekli gündemde tutulmasını zorunlu kılmaktadır.

Kuruluşunun 20’nci yılında, Tarihi Kentler Birliğinin miras yönetimi konusunda uzun yıllardır ortaya koyduğu çabanın, elde ettiği deneyimin yaygınlaştırılması ve yeni açılımların yaratılması amacıyla iki önemli çalışma yapılmıştır.

Birincisi, Fırat 2023 Vizyon ve Eylem Planı. Bu plan sular coğrafyasında depremden etkilenen illeri de kapsamaktadır. Fırat 2023 çalışmasının amacı Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılında yeni hedefleri belirlemek, 2023 yılına kadar öncelikli olarak yapılması gerekenleri ve gelecek yüzyıl için yeni hedefleri belirleyen bir çerçeve sunmaktadır.[1]

İkincisi, TKB’nin yeni yol haritası hazırlandı. Yol haritasının temel teması ise ‘’değişim için tasarım’’ olarak belirlendi.[2] TKB, miras yönetiminde yeni nesil beklentileri ve yeni nesil gelişmeleri de dikkate alan bir yaklaşımı Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında gündeme alacaktı. Ancak deprem, gündemi değiştirdi.

Bölgenin yapılanması ve kalkınması için yeni bir vizyona ve birlikte çalışma kültürüne gereksinim olacaktır. Bölgenin geleceğinin yeniden tasarlanması sürecinde her iki çalışmadan alınacak mesajlar bulunmaktadır.

Adana ve Seyhan Nehri

“Sorun ortak ise çözümüne de herkes ortak olmalı” temel ilkesi dikkate alınarak, başarı öyküleri olan sivil örgütlerle birlikte çalışılacak süreçler ve sistemler tasarlanmalıdır. TKB çatısı altında örgütlenen tüm belediyelerin deprem bölgesinde yaşanan sorunların çözümüne ortak olmaları, kendi deneyimlerini aktarmaları açısından önemlidir.

Hiç kuşkusuz 3,6 milyon kişinin göç ettiği, 2,6 milyon kişinin ise geçici yerleşimlerde yaşadığı bölgede temel öncelik; geçici ve kalıcı yerleşimlerin yapılması, ekonominin canlandırılması ve ilerleyen süreçte, geri göçlerin sağlanması olmalıdır. Merkezî yönetim tarafından bölgenin yeniden yapılanmasında ‘’afet ve köy konutları” yapımı için çok hızlı kararlar alınmış ve konutların yapımına başlanmıştır. Ardından ise yıkılan yerleşim alanlarının ayağa kaldırılması aşamasına geçilecektir.

Tarihi mirasın ayağa kaldırılması sürecine ilişkin ise merkezî yönetim tarafından henüz bir kapsamlı program açıklanmamıştır. Yalnızca Antakya merkez ve Adıyaman merkezdeki sit alanlarını kapsayan ‘’riskli alan’’ ilanları yapılmıştır.

Bu süreçte TKB’ye büyük görev düşmektedir. Miras alanlarının yapılandırılması için ‘’bir kez” değil, “birkaç kez’’ düşünülmelidir. Başta Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Malatya olmak üzere depremden en çok etkilenen yerleşmelerin yapılandırılması süreci, mutlaka miras yapılarının ayağa kaldırılmasıyla birlikte yürütülmelidir çünkü yerleşmelerin ruhunu yaratmak için miras yapıları itici ve öncelikli güç olacaktır.

Balaban, Malatya 2012

Ayrıca kentsel ve kırsal yerleşimlerin ayağa kaldırılması bütüncül bir yaklaşımla gerçekleştirilmelidir. Ayağa kaldırılması gerekenler yalnızca yapılar değil, aynı zamanda toplumların, mekânların kimliği ve karakteri, kısacası ruhu olmalıdır.

2023 yılı, TKB tarafından bir çağrıyla ‘’Mirasla Birlikte Yapılanma Yılı” ilan edilmeli ve bir gündem hazırlanmalıdır. Uluslararası ve ulusal deneyimler doğrultusunda oluşturulacak gündem; senaryo geliştirme, yönetim ve ortak hareket mekanizmaları, fon oluşturma ve uygulama araçları üzerine hazırlık yapılmalıdır. Hedef ise ‘’en iyi örnek uygulamalar’’ yapmak ve yaygınlaştırılabilir modeller geliştirmek olmalıdır.

TKB buluşmaları ve etkinlikleri, başta depremden etkilenen dört kent olmak üzere deprem bölgesi kentlerinde düzenlenmelidir. Uluslararası ölçekte tematik etkinlikler tasarlanmalı ve iyi deneyimlerden yararlanılmalıdır.

Sonra “eylem planı” açıklanmalı

Miras alanlarının ve yapılarının ayağa kaldırılması sürecinin pahalı, karmaşık, duyarlı ve zaman alıcı olması nedeniyle, bu çalışmaların diğer yerleşmeler ile aynı yaklaşımla ve zaman dilimi içinde olmayacağı açıktır. Ancak yerleşmelerin kalbini oluşturan geleneksel çarşılar, tarihi mahalleler ve sokaklar, anıtsal ve sivil miras yapılarının kent yaşamına verdiği aidiyet duygusu, kültürel kimlik gibi değerler mirasla birlikte yapılandırmayı zorunlu ve öncelikli kılmaktadır.

Apçağa, Kemaliye, 2012

Bu nedenle eylem planları, işbirliğini dikkate alan katılımcı ve kapsayıcı ortamlarda bütüncül hazırlanmalıdır. Tarihi Kentler Birliği, misyonu ve vizyonu gereği depremden etkilenen özellikle dört kentin miras yönetimine ilişkin eylem planlarını yerel yönetimler ve yerel örgütlerle birlikte geliştirmeli ve hazırladığı planı merkezî yönetimle paylaşmalıdır.

Eylem planı somut ve yaşayan miras konularını kapsamalıdır:

  1. Ortak Sorun ve Ortak Hareket

  2. Kültürel Etki Değerlendirilmesi

  3. Miras Yapı Enkaz Alanlarının Güvenliği ve Yeniden Yapımı

  4. Nitelikli İş Gücü Eğitimi ve Atölyelerin Kurulması

  5. Çarşıları Canlandırma

Eylem planı; UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı), Dünya Bankası, Avrupa Birliği ve diğer kültürel fonların çağrılarına uyumlu şekilde hazırlanmalıdır. Tarihi Kentler Birliği; uluslararası çağrıların üye belediyelere anlatılması, üyelerle ekip kurulması ve ilgili kadrolara eğitim verilmesi gibi konularda da öncülük etmelidir.

Örneğin; UNDP “Deprem Sonrası Sürdürülebilir Kalkınma İçin Kültürel Mirasın Restorasyonu” başlığı altında ve ‘’Kritik Altyapının Restorasyonu ve Kültürel Mirasın Korunması’’ alt başlığı ile bir fon çağrısı yapmıştır. Çağrının amacı Türkiye'nin kültürel mirasını, hasar görmüş ve tehlike altındaki arkeolojik alanların acil durum koruması ve restorasyonu ile desteklemektir.

Kozan, Adana, 2010

Çağrıda; etki değerlendirmesi yapmak, hasar dokümantasyonu oluşturmak ve yıkılan kültürel varlıklar üzerinde önleyici ve koruyucu tedbirler almak, kurtarma veya önleyici faaliyetler uygulamak üzere miras alanlarına erişmek için yerel kurtarma ekiplerinin kapasitesini artırmak, müzeler için kurtarma planlamasının yanı sıra arkeolojik alanlar ve kültürel varlıklar için koruma ve restorasyon planlamasını desteklemek gibi konular vardır.[3]

Eylem planı hazırlığında UNESCO, Sendai Eylem Çerçevesi (2015-2030) stratejisi ve eylemlerinden de yararlanılmalıdır. UNESCO, Sendai Eylem Çerçevesi önümüzdeki on beş yıl boyunca uluslararası ve ulusal düzeyde Afet Riskinin Azaltılması (ARA) stratejilerini ve eylemlerini belirlemiştir. Burada sunulan afet riskini anlamak, afet riski yönetişiminin güçlendirilmesi ve afet riskinin azaltılmasına yatırım yapmak, afete hazırlığın artırılması gibi öncelikler dikkate alınmalıdır.[4]

Büyük resme bakılmalı

Seyhan, Ceyhan, Asi, Dicle ve Fırat gibi birbirleriyle etkileşimli havzalar sistematiğinde; yalnızca kentsel değil, kırsal yerleşimlerde de hasar çok yüksektir. Sular coğrafyasının bir havzalar sistemi olduğu yeniden keşfedilmeli, yeniden yapılandırma çalışmaları için büyük resme bakarak; bölgesel ve yerel kalkınmaya yönelik öncelikleri içeren bir sistem tasarlanmalıdır.

Halfeti, Gaziantep, 2015

Yerleşimlerimizin kendi dinamikleri, yeniden yapılanma için yeterli olmamaktadır. Yaşadığımız afetler yerleşimlerimizi ve projeleri yeniden düşünme, farklı davranışları geliştirme gerekliliği mesajlarını vermektedir. Kentlerin yeniden yapılandırılması için bölgesel dinamiklerin harekete geçirilmesi zorunludur. Bu nedenle, aynı coğrafyayı paylaşan birbirine yakın kentler arasında mutlaka ittifaklar kurulmalıdır.

İklim değişikliği, salgın, gıda, göçler gibi küresel krizler yeni dönemin önemli belirleyici kriterlerini oluşturacaktır. Büyük resme bakarak TKB tarafından ‘’paylaşan kentler programı’’ başlatılmalıdır. Bölge-havza-kent-kır ilişkisi sistematiğinde, kentlerin vizyonu ve kalkınma stratejileri belirlenmelidir. Bunun için yeni doğal ve ekonomik eşikleri dikkate alan bir bölge planlama anlayışı ile yerleşimlerin geleceği tartışmalıdır.

Paylaşan Kentler Programının stratejileri belirlenirken, idari sınırlar yerine ekonomik ya da doğal eşikler ile toplumsal etki alanlarının ağırlıklı olduğu bir bölge ve alt bölge tanımı yapılmalıdır. Ulusal, bölgesel, kentsel ve kırsal düzeyde belirlenecek stratejilerle kamusal kaynakların öncelik ve kullanımına ilişkin yeni yerleşim sistemi kurulmalı, bölgeler arası dengesizlikler ortadan kaldırılmalıdır.

Bölge kentleri yeniden kurgulanmalı, yarışmamalı; bugünün değerleri ile yarının stratejilerini paylaşarak büyümelidir. Paylaşan kentler temel söylemi ile kentler arasında tematik koridorlar ve altın üçgen stratejileri geliştirilmelidir.

Köyler yeniden keşfedilmeli

Sular coğrafyasının ova, havza ve dağlardan oluşan; bereketli, katmanlaşmış kültürlerin birikimi ve nesilden nesile geçen becerileri kırsalın en önemli değerleridir. Yıllar içinde köyler boşalmış, tarımsal üretim azalmıştır. Köylerde gençlerin olmaması ise kırsal kalkınma için en büyük engeldir.

Doğanın verdiği mesaj iyi okunmalıdır. Depremden ağır hasar gören merkez ilçe yerleşimlerinin yeniden yapılandırılma senaryoları geliştirilirken, kırsalın çekim gücünü tetikleyecek öncelikli stratejiler belirlenmelidir. Gelişen ulaşım, bilişim teknolojileri, yeni nesil trendler ile iklim değişikliği, gıda güvenliği, salgın gibi küresel krizler kırsalın yeniden keşfedilmesini gündeme getirmektedir.

Depremden etkilenenlerin ve özellikle de köylere genç nüfusun çekilmesi için ‘’kırsal girişimcilik’hareketi başlatılmalıdır. Köy konutları yapımı yıkılan konutlar kadar değil, kırsal kalkınma potansiyeli de dikkate alınarak daha fazla yapılmalıdır. Mera ve bağlık alanlar yapılaşmaya açılmamalı, kırsal alanlardaki boş konutlar değerlendirilmelidir.

Günümüzde, hızla gelişen akıllı köyler hareketiyle başlayan akıllı tarım, e-ticaret, dijital altyapı, ağ oluşturma, yeşil üretim gibi konularda genç girişimcilere fırsat sağlanmalıdır.

Afet kültürü geliştirilmeli

Yaşadığımız afetlerin üzerinden belli bir zaman geçtikten sonra, yaşananların hafızalardan silindiğine pek çok kez tanık olduk. Ancak son yıllarda doğal afetlerin sık sık tekrarlanması, bölge bazında büyük can ve mal kayıplarının yaşanması, bu olgunun hafızalarda tutulmasını zorunlu kılmaktadır. Yaşanılan afetler ile olası afetler düşünüldüğünde bir afet kültürü geliştirilmesi yönünde çabalar başlatılmalıdır. Yaşadığımız coğrafyanın büyük bir bölümünün deprem kuşağında olması, iklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan sel, yangın, hortum gibi afet risk çeşitliliği de dikkate alındığında afete duyarlılık önemli bir konu olacaktır:

Afet öncesi dirençli yerleşmeler yaratılması, savunmasız mirasın afetlere dayanıklı hâle getirilmesi ile afet sonrası kültürel miras enkazlarının korunması ve yeniden yapılandırılması gibi konularda toplumun duyarlı olmasını sağlayacak, afet kültürünü geliştirici farkındalık programları tasarlanmalıdır.

UNESCO’nun, doğal tehlikelere karşı toplumların direncini artırma ve afet riskini azaltmaya yönelik bilgi paylaşımı çalışmaları incelenmeli ve çağrılar yapılmalı, bilinçlendirme programları başlatılmalıdır.

Miras konusunda önemli bir sivil hareket gücü olan TKB, deprem sonrası kurtarma ve kültürel mirasın korunması ve yapılandırılması konusunda eğitilmiş uzmanlardan platformlar oluşturmalı ve eko-sistem ağları kurulmasına öncülük etmelidir.

Ulusal ve uluslararası işbirliği çağrıları ile kentsel ve kırsal sit, sivil mimarlık örnekleri ve anıtsal eserleri içeren ‘’kültürel miras etki değerlendirilmesi’’ raporları hazırlanmalıdır. Raporlar somut ve somut olmayan kültürel mirasın yeniden yaşatılması için eylem programı önerilerini içermelidir. Tüm programlar ise afet kültürünün geliştirilmesi için sistematik bir şekilde kurgulanmalıdır.

Başta Antakya olmak üzere diğer illerimizdeki yıkılan veya hasarlı miras yapılarının enkazlarının kaldırılması ve yapılanma süreci uzman ekiplerle yürütülmek zorundadır. Kültürel mirasın yalnızca afetlerden değil, aynı zamanda yanlış restorasyon uygulamalarından da zarar gördüğü bilinmektedir. Deneyimler, miras varlıklarının özel gereksinimleri konusunda farkındalık ve duyarlılık olmadan kurtarma ve restorasyon operasyonlarının afet olayının kendisinden daha büyük hasara yol açabileceğini göstermiştir.

Afet sonrası yıkılan veya hasar görmüş miras yapılarının molozlarının kaldırılmasında, proje geliştirme konularındaki acelecilik olmamalıdır. Bu süreçte uzmanların görüşleri alınmalı ve yerel bilgi ve deneyimlerden yararlanılmalıdır.

Miras alanlarının anıtsal ve sivil mimarlık örneği yapıların yeniden inşası sürecinde; tasarım, malzeme, yapı teknolojisi ve geleneksel işçiliği koruma konuları ‘’kültürel süreklilik’’ açısından da önemlidir. Özellikle zanaatkârların belirlenmesi, gençleri teşvik edilmesi ve eğitilmesi için özel düzenlemelerin yanı sıra; geleneksel inşaat malzemelerinin temini ve üretimi için stratejiler geliştirilmelidir.

Yerel paydaşların karar alma, proje geliştirme ve uygulama süreçlerine katılımın sağlanması afet kültürünün geliştirilmesi açısından da önemli olacaktır.

Antakya, Adıyaman ve Malatya merkezdeki tarihi çarşıların bulunduğu kentsel sit alanlarının kültürel mirasın ayağa kaldırılması ve ekonominin canlandırılması için yeni modeller ve programlar geliştirilmelidir. Tarihi Kentler Birliğine üye belediyelerin bu konulardaki başarılarından dersler alınmalıdır. Deneyim transferi programları başlatılmalıdır.

Sonuç olarak Tarihi Kentler Birliği, bölgenin yeniden yapılanma sürecinde aktif rol almalıdır. TKB’nin stratejik rolü, ‘’mirasla birlikte kalkınmak’’ söylemine yeni kavramları, yaklaşımları, senaryoları dâhil etmek olmalıdır. Hazırlanacak ‘’eylem planında’’ ekonomik, toplumsal ve yapısal bileşenlere odaklanılmalı, örnek uygulama programlarının geliştirilmesine olanak sağlanmalıdır.

Bu çerçevede, 2023 yılı ‘’Mirasla Birlikte Yapılanma Yılı” ilan edilmeli, uluslararası büyük buluşmalar organize edilmeli, eylem planı için ulusal ve uluslararası deneyimler ve öneriler aktarılmalıdır. Ardından ise program çağrıları yapılmalıdır.

Kaynakça

[1] Sular Coğrafyası Deprem Raporu-Etkiler, Stratejiler, Öneriler, Kentsel Strateji, Ali Faruk Göksu, 1 Mayıs 2023

[2] Fırat 2023: Vizyon ve Eylem Planı, TKB, ÇEKÜL Vakfı işbirliği ile Kentsel Strateji tarafından hazırlanmıştır. Aralık 2019

[3] TKB Yol Haritası, TKB, ÇEKÜL Vakfı işbirliği ile Kentsel Strateji tarafından hazırlanmıştır. Mart 2020

[4] Recovery and Reconstruction after the 2023 Earthquakes in Türkiye UNDP offer and proposed projects, UNDP

Reducing Disasters Risks at World Heritage Properties, https://whc.unesco.org/en/disaster-risk-reduction/