Antik Kentte Yaşamak | ÇEKÜL

Antik Kentte Yaşamak

04.02.2019

Manavgat’ın güneybatısındaki yarımadada konumlanan Side, antik kent kimliğiyle konut dokusunu birarada bulunduran yapısıyla dikkat çekiyor.

Yüzölçümü olarak Antalya’nın en büyük ilçesi olan Manavgat, kuzeyindeki Toroslar’dan Akdeniz’e akan Manavgat Irmağı çevresinde gelişiyor. Manavgat Irmağının beslediği aynı isimli Manavgat Ovası pek çok ürünün yetiştirilmesine olanak sağlayarak asırlar boyu burada farklı kültürlerin gelişmesinde önemli etkenlerden biri. Dağ köylerindeki kırsal ve doğal miras alanlarından deniz kıyısındaki kültürel miras alanlarına uzanan coğrafyasından da gözlemlendiği üzere, pek çok farklı kültüre ev sahipliği yapmış ve yapmakta olan Manavgat, koruma çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

Manavgat’ın kuruluş tarihi ile ilgili kesin bir bilgi bulunmuyor fakat sınırları içinde bulunan Side ve Selge antik kentlerinin MÖ 6. yüzyılda kuruldukları düşünülüyor. Antik dönemde Pamfilya’nın en önemli liman kenti olan Side, Antalya’nın 80 km doğusunda, Manavgat’ın 7 km güneybatısında bulunan 350-400 m genişliğindeki bir yarımadada konumlanıyor. Erken Bizans Dönemine kadar gelişimini sürdüren kent, MS 7. yüzyıldaki Arap akınlarının Akdeniz’deki ticareti olumsuz etkilemesi nedeniyle önem kaybederek küçüldü ve Selçukluların bölgeyi ele geçirmesi sonrası, 13. yüzyılda terk edildi. 19. yüzyıl sonunda Girit’in Yunanistan hâkimiyetine girmesiyle adadan kaçan göçmen aileler Selimiye Köyü adı verilen Side’ye yerleştirildi. O zamandan bu yana antik kent ile iç içe yaşayan bir konut dokusu varlığını sürdürüyor. Sosyal yaşamla iç içe bulunan alanın yönetilmesi kapsamlı çalışmaların yürütülmesini gerektiriyor. Alanda yürütülen çalışmaların tartışılması ve geleceğe yönelik projelerin konuşulması amacıyla Manavgat Belediye Başkan Yardımcısı Oytun Eylem Doğmuş, etüt-proje müdürü Ezgi Öz ve arkeolog Metin Caz, ÇEKÜL Vakfında düzenlenen Çarşamba Kent Toplantıları kapsamında uzmanlarla biraraya geldi. 

Side’de 3 farklı arkeolojik sit alanı tanımlanmış durumda. Bunlardan Antik Tiyatro ve Antik Liman arasında kalan köyiçi mevkii geçmişte 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı iken bölgede bulunan yerleşimin de dikkate alınmasıyla Kentsel ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak yeniden düzenlendi. Antik Tiyatroyu da içine alan kısım 1. Derece ve Megalopolitler Mahallesi, Batı Nekropolü Alanı ise 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak tescillendi.

Side’nin tarihi önemi ve Antalya’nın en çok turist çeken alanlarından biri olmasını da göz önünde bulunduran Manavgat Belediyesi, Antik Side Kentsel Tasarım Projesini 2 etapta hayata geçirdi. Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanan Kentsel Tasarım Projesi ile kaldırım ve meydanların düzenlenmesi, altyapının güçlendirilmesi, aydınlatma ve yönlendirme tabelalarının düzenlenmesi ve bitkilendirme çalışmaları 2018’de tamamlandı. Proje sonucunda tarihi dokunun ortaya çıkarılması ve alandaki yaşam standartlarının yükseltilmesi amaçlanıyor. Bütüncül bir şekilde ele alınan alanda öncelik, ‘4 Ada 4 Meydan’ projesiyle meydanlara ve bu meydanları birbirine bağlayan ana aks ve sokaklara verildi. Yayalaştırma çalışmaları da yürütülen alanda sokak ve cephe düzenlemeleri yapıldı. Tarihi dokuya uygun olmayan ya da kaçak olan yapılar yıkıldı ve çevre düzenlemeleri tamamlandı. Side Antik Kenti içinde bulunan Roma Dönemine ait Liman Hamamı ve Büyük Hamamın restorasyon projeleri ise Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanıyor. Hamamların durumu ile ilgili ÇEKÜL uzmanlarından görüş alan Manavgat Belediyesi, yürütülen çalışmaların takibini sıkı bir şekilde sürdürüyor.

Manavgat Belediyesi, korumanın uzun soluklu bir süreç olduğunun bilinciyle bu çalışmaların ardından Side Sürdürülebilir Strateji Çalıştayını hayata geçirmek üzere çalışıyor. Toplantıda ÇEKÜL uzmanları ile birlikte programı üzerinde tartışılan çalıştayda Side’nin geleceğine dair akademik tartışmaların sonucunda somut çıktılar elde edilmesi ve Side’nin koruma çalışmalarına ve gelecek vizyonuna katkı sağlaması amaçlanıyor.