"Tarihi Kentler"den 2011 dersleri / Oktay Ekinci | ÇEKÜL

"Tarihi Kentler"den 2011 dersleri / Oktay Ekinci

05.01.2012

Malatya, Samsun, Şanlıurfa, Bursa, Uzunköprü, Eyüp’te korumanın tüm yönleri irdelendi

Tarihi Kentler Birliği (TKB) amaçları arasındaki “bilinçlendirme ve eğitim”çalışmalarına yönelik 2011 buluşmalarını, “kimlikli kentleşme” hedefinde yoğunlaşarak gerçekleştirdi. Tarihsel mirasın “kentsel ölçekte yaşatılarak korunması”nı öngören konular, belediyelerin ve kamuoyunun gündemine taşındı. İşte 2011’deki buluşmalar ve ana temaları:

"Belde"lerde koruma

“Belediyelerin koruma çalışmaları” denince akla genellikle iller geliyor… Oysa sayıları350’ye yaklaşan TKB üyelerinin çoğunluğunu oluşturan “belde” ve “ilçe”ler zengin bir mirasa sahipler.

TKB bu nedenle 2011 bahar seminerini “İlçe ve Beldelerde Koruma” temasıyla 1-2 Nisan’da Malatya’da gerçekleştirdi. Birgi, Mustafapaşa ve Niksar belediyelerinin sorunlarını tartışmaya açtıkları seminerde, Malatya’nın tarihsel yerleşimi Battalgazi’nin kerpiç evleriyle, Gündüzbey, Yeşilyurt, Somuncubaba, Darende ve Balaban’da da incelemeler yapıldı.

Kent müzeleri

12-15 Mayıs’taki Samsun buluşmasında konu “Kent Müzeleri”ydi. TKB’nin yaygınlaşması için çaba gösterdiği bu uygulamalar “Kentler Kimliğini Unutmamalı”ana başlığı altında irdelendi.

Kent müzelerinin geçmişi belgeleyen öğelerin sergilenmesiyle sınırlı kalmaması; tarihten geleceğe kültürel sürekliliğin önemi ve gerekliliği konularında birer “halk eğitim merkezi” olmalarını da hedefleyen projeler, konuşmaların ve panelin ana temasıydı. TKB’nin “Özendirme Yarışması Ödül Töreni”nin de gerçekleştirildiği buluşmada, Samsun Kent Müzesi’nin hazırlık çalışmaları katılımcıların bilgisine sunuldu.

Şanlıurfa’da "Meclis"

2011’deki 2’nci TKB buluşması 23-25 Eylül’de Şanlıurfa’ydı. Meclis toplantısı ve etkinliklerde ana tema olarak “Tarihi Kentlerde Bütüncül Koruma” ele alındı.

Bir kentin kimliğiyle çağdaşlaşması için, “tek yapı”larla birlikte tüm kent dokusunun da siluet ve peyzaj değerleriyle gözetilmesinin önemine dikkat çekilen buluşmada, kentte yeni yapılan Hilton Oteli’nin tarihi çevreye uyumlu mimarisi örnek turizm uygulaması olarak gösterildi.

"Site" yerine "mahalle"

TKB’nin kimlikli kentleşme için önem verdiği “Mahalle Kültürümüzün Yaşatılması Sempozyumu”, 13-16 Ekim’de Bursa buluşmasında ele alındı. ÇEKÜL’le birlikte 2009’da “Kale”ler, 2010’da da “Çarşı”lar sempozyumlarını ağırlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi, “Mahalle” sempozyumuyla TKB’nin güncel hedefini bir kez daha gündeme getirmiş oldu.

Altındağ, Kütahya, Mustafapaşa, Yalvaç, Kadıköy ve Bursa’nın başkan ve uzmanlarının, kentlerindeki mahalle kültürünün yaşatılması çabalarını anlattıkları sempozyumda çok sayıda bilim ve kültür insanı “Tarihi Kentlerde Mahalle” olgusunun geçmişten geleceğe aktarılmasındaki önemi dile getirdiler.Özellikle “site” denen ve kent insanının ülkemize has “hemşerilik” duygu ve kültürlerini yozlaştıran “TOKİ tarzı” uygulamalar yerine, toplu konutçularla birlikte mimarlık ve şehircilik eğitiminde “çağdaş mahalleler” kavramının önemsenmesi, katılımcıların ortak dilekleriydi...

Anadolu-Rumeli birlikteliği

Yurdumuzun uygarlık coğrafyası genelde “Anadolu” olarak tanımlansa da“Trakya”daki “Rumeli yaşanmışlıkları” bu coğrafyayla bir bütündür. Çünkü “Anadolu”kavramının uygarlık tarihimizle yoğrulan kültürel içeriğinde Trakya da bulunmaktadır. TKB hem kamuoyunun dikkatini bu tarihsel gerçeğe çekmek hem de bölge belediyelerinin kültürel çalışmalarını topluca değerlendirmek üzere 2-3 Aralık günlerindeki kış buluşmasını Uzunköprü’de gerçekleştirdi.

Edirne’nin ve Uzunköprü’nün anıtları ile eski kent dokusunun tanıtıldığı buluşmada,“Uygarlığın Aktığı Coğrafya: Dün, Bugün, Yarın” ana başlığı altında ülkemizdeki Rumeli kimliği “Kültürel Varlıklarıyla Trakya” başlıklı sunumlarda ele alındı.

"Endüstri mirası"mız

Sanayileşme tarihinin ilk tanıkları olan eski endüstri binaları birçok ülkede yıllardır koruma altındayken bizde buna yönelik örnekler çok yeni ve fazla değil… TKB Danışma Kurulu üyeleri, buna “neden” olan 3 konudaki eksikliğimize dikkat çekiyorlar:

1- Eski sanayi yapılarının “korunması gerekli kültür mirası” olmalarını “güvenceye alacak yasal tanım”lama ve “düzenleme”miz yok.

2- Bu nedenle bazı Koruma Kurullarının bu yapıları “miras” olarak tescil etmelerinde kimi “çekimser”likler gözlenebiliyor.

3- Eski sanayi yapılarının restorasyonu ve yeniden işlevlendirilmesi yüksek maliyetli olduğundan, Kültür Bakanlığı dışında Sanayi, Enerji vb ilgili bakanlıkların da kendi tarihsel miraslarını korumaya ilgi göstermeleri, kaynak ayırmaları gerekiyor.

9-10 Aralık’taki Eyüp buluşması, bunların vurgulandığı bir “Endüstri Mirası Semineri”ydi… İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli ve Aksaray’dan örnekler tanıtıldı…TÜSİAD gibi, sanayiyle ilgili tüm kurumlarımızın miraslarına ilgi göstermeleri, ortak dilek olarak kamuoyuna duyuruldu.

 

5 Ocak 2012 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmıştır.