SAZI SÖZÜ VE YAZDIKLARIYLA DERVİŞ PARLAK’I ANDIK
“Savaşın, yoksulluğun, kuraklığın ve kimliksizliğin dünyasında insan hakları yoktur. Onun içindir ki insanların barış, gelişme, çevre ve kültür hakları, diğer bütün insan haklarına kol kanat geriyor. Bu hakların yaşama geçmediği bir dünyada diğer bütün insan hakları da anlamsızlaşıyor ve yaşama geçemiyor. Şimdi bu yeni haklar temelinde dayanışmanın ve buluşmanın zamanıdır. İnsanlık olarak biz:
Eğer yaşamak istiyorsak, önce çevre ve kültür değerlerimizi yaşatmak için…
Eğer gelişmek istiyorsak, önce çevre ve kültür değerlerimizi geliştirmek için…
Eğer barış istiyorsak, önce çevre ve kültür değerlerimizle barışmak için…
Buluşmalıyız…”
Derviş Parlak
10 Kasım 2005, Yalova
ÇEKÜL Yönetim Kurulu üyeleri ve ÇEKÜL çalışanları 10 Kasım 2005’te ÇEKÜL’ün 15.yıl manifestosu hazırlık toplantısında Yalova’da buluştular. Derviş Parlak ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi olarak toplantıya katıldı ve yukarıdaki cümleleri yazdı önündeki kağıdına…
Toplantı başladığında ilk söz ona verilmişti. Parlak, insan haklarıyla başladı konuşmasına…
“Birleşmiş Milletlerin ortaya koyduğu bir takım yeni hakları da manifestoya eklemlemeliyiz. Barış, gelişme, çevre ve kültür hakları… Bunlar toplumsal dayanışma hakları olduğu için çok önemlidir.
Bu haklar, diğer haklar gibi birbirleriyle çelişkili değil, birbirleriyle bütünleşen haklar.”
Bu toplantıdan sonra, Derviş Parlak’ın not kağıdına yazdığı ilkeler doğrultusunda çevre ve kültür değerlerini yaşatmak, geliştirmek ve en önemlisi bu değerlerle buluşmak için Anadolu’da birçok buluşma gerçekleştirildi. Parlak bu buluşmaların hepsinde hazır bulundu.
Bu konularla ilgilenirken köyünü, lise , üniversite ve siyaset alanında beraber yürüdüğü arkadaşlarını, ailesini unutmadığını, onları ihmal etmediğini ancak onu andığımız salonda, onunla birçok anısını paylaşan arkadaşlarından dinleyerek öğrendik.
16 Mayıs 2007 Çarşamba günü Beyoğlu’nda onunla beraberdik…
Betül Parlak’ın sözleri hiç aklımızdan çıkmayacak…
“Hayatına giren her insana dostça yaklaştı… Biz de hayatımıza giren her kimseyi dost bildik… Öyle karşıladık… Tüm dostlara teşekkürler…”
Yücel Gürsel’in, Tarlabaşı yıkımlarından başlayarak anlattığı, Derviş Parlak’ın İstanbul için yaptıkları aklımızdan hiç çıkmayacak…
Metin Sözen’in Derviş Parlak için söyledikleri
“O, gece-gündüz beraber oldukça anlaşılabilen bir insandı. O, kendini koyduğu yerden anlaşılabilecek bir insandı… O hep diri ve hep yanımızda…”
sonsuza dek aklımızda kalacak…
Oktay Ekinci’nin “Derviş’ten öğrendiğim en önemli şey” diye söylediği cümleyi de unutmayacağız…
“Toplum yararına ise hukuka uygundur. Değilse hukuka aykırıdır.”
Sözen’in de belirttiği gibi önemli olan Derviş Parlak’ı unutmamak değil, onun bıraktığı miras etrafında her gün düşünüp, her gün yazıp, yayınlar yapmak, o mirası yaşatmaktır.
Biz de artık -son yıllarda bize gösterilenin, dayatılanın aksine- karşılaştığımız insanları dost bileceğiz. Doğruların yanında olacağız, yanlışları düzeltmek için çaba harcayacağız en önemlisi de Derviş Parlak gibi hukukun üstünlüğüne inanacağız…
Önemli Not: Derviş Parlak’ın çeşitli dönemlerde kaleme aldığı yazıları “Şehrin Hukuku” başlığıyla kitaplaştı. Kitabı yayınlayan Betül Parlak, Behçet Çelik’e, Kanat Kitap’a ve emeği geçenlere teşekkürler… Kitabın dağıtımına 17 Mayıs 2007’den itibaren başlanacak.