MUĞLA’YA GÖNÜL VERMİŞ BİR KÜLTÜREL MİRAS SEVDALISI MERAL OĞUZ | ÇEKÜL

MUĞLA’YA GÖNÜL VERMİŞ BİR KÜLTÜREL MİRAS SEVDALISI MERAL OĞUZ

19.04.2009

Henüz çiçeği burnunda bir mimarlık öğrencisiyken gönül verdiği korumacılık misyonunu, aile yadigârı Muğla’da bıkıp usanmadan sürdüren bir kültür savaşçısı Yüksek Mimar Meral Oğuz. 1993 yılında tanıştığı ÇEKÜL’ün ilkeleriyle bütünleşen yaşam çizgisini, ÇEKÜL Muğla Temsilcisi olarak, günden güne yitip giden kültürel değerlerini yaşamla yeniden buluşturmak için harcadığı emeğin izdüşümlerini bizlerle paylaştı.

Nerede ve ne konumda olursam olayım ÇEKÜL felsefesi; benim en öncelikli giysimdir. Üzerime giydiğimde, içinde kendimi en rahat ve huzurlu hissettiğim giysim… hani öyle bir giysi ki, bir pazar günü köy kahvesinde Nurdane bacı ile sohbet ederken nasılsa, bir davette de rahatlıkta üzerimde taşıyabileceğim bir giysi gibi…
Yüksek Mimar Meral Oğuz

“1973 yılında Doğubayazıt’ta, Ağrı dağının eteklerindeki bir askeri birliğin lojmanında, foto-film merkezinin başında bulunan asker bir babanın üçüncü kız çocuğu olarak dünyaya geldim. 1975-1991 yılları arasındaki yaşamım, babamın görevi nedeniyle yerleştiğimiz İzmir’de geçti. Aslen Muğla’lıydım ama Muğla’yı sadece bayramlarda ve Şubat tatillerinde gittiğim ziyaretlerden tanıyordum…1991’de okumak için gittiğim İstanbul’da yüksek lisans diplomamı da aldıktan sonra, ‘dışardan bakan bir göz’ olarak geldiğim Muğla’yı tanımam ve anlamaya çalışmam biraz vakit aldı. Ama insanı toprak mı çekiyor nedir, kısa zamanda harbi Muğla’lı olmuştum bile. Gelir gelmez Levanten yapısı ahşap cumbalı, taş bir Muğla Evi kiralayıp yaşamaya başladım. Niyetim 2 yıl kalmak, sonra mesleki bakımdan körelmemek için İstanbul’a dönmekti. Ama ne mümkün? Eşimle tanıştım, onu da Muğla sevdama ortak ettim, Ada ve Deniz adında iki oğlan çocuğunun annesi olarak İstanbul’a dönmeyip burada kendi mimarlık atölyemi kurdum, yıllar önce başlayan ÇEKÜL serüvenime Muğla’da devam ettim.

Çekül ile ilk tanışma…
“ÇEKÜL ile ilk tanışmam, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi bünyesinde oluşan “Galata Gönüllü Çalışma Grubu” adlı 10 kişilik öğrenci grubunun, ilk somut ve ses getiren çalışması olan “İzmit Kapanca Sokak” projesi içinde yer almam sonucunda oldu. (1993) Dönemin Kültür Müdürü Çekül Gönüllüsü Birgül Yürüker o günleri şöyle özetliyor:
Kemal Nehrozoğlu’nun Kocaeli’ne vali olarak atanmasıyla başlayan, İzmit’in gizli kalmış değerlerinin kurtarılması girişimine ilk yanıt ÇEKÜL ve İstanbul Mimarlar Odası Büyükkent Şubesinden gelir. İzmit’e gelen İstanbul Mimarlar Odasının o yıllardaki başkanı Oktay Ekinci gönüllü çalışmalar yapan Galata Öğrenci Grubunun Kapanca Sokakta da çalışma yapmasını sağlar.

Rölöve ve restorasyon çalışmaları tamamlandıktan sonra 1994 tarihinde Sırrı Paşa Konağında ülkemizin koruma alanındaki ilk toplumsal sözleşmesine imza atılır. “Bir Kiremit de Sen Koy” kampanyasıyla İZEYAP kurulur, ÇEKÜL Vakfının İzmit’e düzenlediği gezi ile güç birlikleri oluşur. İZEYAP’la ülkemiz tarihinde ilk kez korumacılık alanında bir toplumsal sözleşme imzalanmıştır. Bu bütün bir kenti bir araya getiren ilk fikir birliği ve ilk yazılı anlaşmadır.”

Kapanca Sokak deneyimi, Meral Oğuz’un “kamu-yerel-sivil-özel birlikteliği” kavramıyla tanışmasını sağladı. ÇEKÜL, henüz 2. sınıf mimarlık öğrencisi ve “Galata Gönüllü Çalışma Grubu” üyesi olan Oğuz’un hayatında iz bıraktı, meslek hayatına yön verdi. Yılmaz Kuyumcu, Oktay Ekinci, Prof. Dr. Metin Sözen ile birlikte içinde yer aldığı çalışma ve ÇEKÜL, onun bugünkü çizgisinin oluşmasında bir ilk adım oldu.

1997 yılında mesleğe ilk atıldığı yıllarda Bursa’da Mimar Hakan Dölgen ile birlikte katıldıkları bir yarışmada aldıkları ÇEKÜL jüri özel ödülü de, ÇEKÜL’ün Meral Oğuz’un yaşamındaki yapı taşlarından biri olmasının yolunu açtı. Yarışmaya hazırlanırken edindiği bilgi birikimiyle yüksek lisans tez konusunu Bursa tarihi kent merkezi olarak seçti. Tez araştırmaları sırasında, Bursa Yerel Gündem 21 ve Bursa Belediyesi ile işbirliğinden kazandığı deneyimler, sonraki yıllarda Muğla Belediyesi Koruma Alanları’ndan sorumlu olarak yürüttüğü çalışmalarda yol gösterici oldu. Kısacası ÇEKÜL, Muğla’ya yerleşip ÇEKÜL Muğla Temsilcisi olmadan çok önce Meral Oğuz’un hayatına girmişti.


Asar Dağı ve Sit Alanı

Muğla’ya geliş ve ÇEKÜL Muğla Temsilciliği
Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün 1999 yılında, rakiplerinin hiçbirinin dile getirmediği Kentsel Sit Alanını programına alarak belediye başkanlığına seçildi. Aynı yıl Muğla’da düzenlenen, korumanın ve Koruma Amaçlı İmar Planının tartışıldığı “Muğla’da Korumacılık ve 2000ler” paneline Meral Oğuz da Galata grubundan 4 arkadaşı ile birlikte, Muğla Saburhane bölgesinde yaptıkları çalışmayla katılmıştı. Sempozyumun ardından Muğla Belediyesi bünyesinde bir Koruma Alanları Bürosu kuruldu. Öğrenciliğinden beri bu alana gönül vermiş bir Muğla’lı olarak Meral Oğuz yeni büronun başına getirildi. .

Dönemin Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Oktay Ekinci Oğuz’un Muğla’ya gelişini 5 Nisan 2001 Perşembe günkü Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde şöyle anlatmıştı:
“Yaklaşık 7 yıldır İstanbul’da ve Anadolu’nun tarihsel kentlerinde ‘uygarlıkların izinde’ yürüyerek mesleki eğitimlerini kültür ve koruma projeleriyle zenginleştiren ‘Galata Grubu’, geçen yaz aylarındaki çalışmalarından birini de Muğla kent merkezindeki ‘Arasta’ bölgesinde gerçekleştirdi...

“…bu grubun ilk üyelerinden olan Meral Oğuz, mezun olup ‘mimar’ diplomasını alınca memleketi olan Muğla’da aynı coşkuyu ‘kentine hizmete’ dönüştürmeye karar verdi.

Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün’ün de SİT alanında ‘kalıcı koruma projelerine’ öncelik verilmesi yönündeki programı bu kararla örtüşünce, Meral artık Galata Grubu’nun Muğla’daki ‘ev sahipliği’ görevini de bir belediye temsilcisi olarak üstleniverdi.”

Meral Oğuz Muğla’da Koruma Alanları sorumlusu olarak çalışmaya başladıktan 3 ay kadar sonra Muğla ÇEKÜL temsilciliğini de üstlendi. 1993 yılının yaz aylarında Saburhane Meydanı ve çevresinde Galata Grubu ile başlattığı çalışmalar, 1999 yılından itibaren, sonradan belediyenin ‘Kültür Evi’ olarak kullanacağı ‘Şerefler Evi’ ile ‘Özbekler Evi’nin restorasyon uygulama ve projeleriyle sürdü. 2000 yılının yaz aylarında da Belediyenin ‘Arasta’ projesine yoğunlaştı.

“Bugün olduğu gibi Muğla’daki ilk yıllarımda da tüm bunları yaparken, Muğla Belediyesi Koruma Alanları Sorumluluğu görevimin yanı sıra ÇEKÜL Vakfı Muğla İl temsilcisi olarak anılma sorumluluğumun ağırlığını üzerimde hissediyordum… Bu sorumluluk o günlerde oldukça heyecanlı bir şekilde çalışmalar yapan Muğla Kent Meclisinde de ciddi bir mesai harcamamı gerektiriyordu. Çünkü biliyordum ki katılım olmayınca korumacılık da olmuyor. Belediye Koruma Alanları sorumlusu ve ÇEKÜL Muğla temsilcisi sıfatımla Muğla’da yürüttüğüm bazı çalışmalar şöyleydi:
• Galata grubu ile birlikte Belediye Özbekler Evi Rölöve Restitüsyon ve Restorasyon Projelerinin gerçekleştirilmesi (Ağustos 1999).
• Karabağlar Yaylası Keyfoturağı kahvesinin bugünkü işlevine kavuşması için fikir projelerinin hazırlanması ve halkın katılımının sağlanarak geleneksel yayla kavunu festivalinde sergilenmesi (Ağustos 1999).


Nail Çakırhan ve Halet Çambel Geleneksel Yayla Kavunu Festivalinde Kayfoturağı proje sergisini gezerken.

• Muğla Arastasındaki bazı dükkanlar ile şadırvan ve saatli kulenin onarılarak bugünlere taşınmasını sağlayan rölövelerin hazırlanması (Ağustos 2000).


Arasta Şadırvan

• Galata Grubu öğrencileri ile Muğla Arastasında yapılan çalışmanın tartışıldığı “Arasta 2000” adlı bir sergi ve sempozyumun düzenlenmesi (Şubat 2001) ve bu serginin örnek bir proje olarak İstanbul ve Antalya’ya taşınması.
• Sempozyumun ardından, dönemin İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürü, günümüzün Uşak Valisi ve ÇEKÜL’ün çok değerli gönüllülerinden Sayın Kayhan Kavas’ın sağladığı ödenekle belediyenin mülkiyetindeki dükkânlar restore edildi. Bugünlerde, ÇEKÜL felsefesi ile kurduğumuz Geleneksel Kent Alanını Canlandırma Derneği, Ticaret Odası, Belediye, Valilik, Üniversite ve en önemlisi arastanın esnaf ve sanatkârlarının katılımıyla, tıpkı İzmit Kapanca sokak veya Kuşadası deneyimlerindeki gibi katılımcı bir ruh ile hazırlanmış bir proje ile konuyu yeniden gündeme taşıma çabamız sürüyor.


Yolkapı Derneği üyeleri Kuşadası inceleme gezisinde

• Belediye Kültür Evi olarak hizmet veren “Şerefler Evi”nin restorasyon uygulama sorumluluğu.

“2001’de, mimarlık mesleğimi daha etkin bir biçimde uygulamak isteğiyle, Muğla Belediyesi Koruma Alanları görevinden ayrıldım. 2003 yılında ÇEKÜL temsilcisi olarak hazırladığım ve zamanın valisi, belediye başkanı, ve rektörüne sunduğum program dahilinde hayata geçen koruma projeleri ve gerçekleştirilen etkinliklerden bazıları aşağıdaki gibidir:
• Muğla Valiliği tarafından çok cüzi bir bedelle Muğla El Sanatları Ltd. Şti.’ne satılan Hacıkadı Evinin, kamu yararına kullanılması amacıyla yapılan proje, danışmanlık ve uygulama yürütücülüğü hizmetlerinin gönüllü olarak sunulması. 2005 yılında açılışı yapılan Hacıkadı Evi, MELSA Ltd. Şti.nce işletilemediği düşüncesiyle özel şahıslara kiralandı. Başlangıçta tanımladığımız işlevini büyük ölçüde yitirmiş olsa da, yapı kent yaşamına hizmet etmeyi sürdürüyor.


Hacıkadı Evi

• Hamamönü mevkiine adını veren hamamın, kamu yararına kullanılması koşuluyla Valililik tarafından Belediyeye bağışlanmasının sağlanması. Hamamın İl Özel İdaresi fonlarıyla tamamlanması için ihalesi yapılmış, yüklenici tarafından onarıma başlanmıştır. Onarımı bittikten sonra küçük bir kent arşivi ve müzesi olabilecektir. (Ocak 2007)
• “22 Nisan Dünya Günü” kutlamaları.
• “Kentler Çocuklarındır Kültürel Eğitim Programı” Muğla ayağı. (Şubat 2007)


ÇEKÜL Kültür Elçileri gezide

• Feyzullah Ağa Konağı’nın, “Kavaklıdere Belediyesi Feyzullah Ağa Kültür ve Konuk Evi” olarak kamu yararına kullanılması için Kavaklıdere Belediyesine tahsisinin sağlanması (Ocak 2008). Bu yapı da Belediye tarafından İl Özel İdare fonlarıyla restore edilmiş ve kullanıma hazır hale gelmiştir.


Kavaklıdere Feyzullah Ağa Konağı

• Hamam önü mevkiindeki hamamın komşusu olan, Muğla’nın tek ikiz cumbalı evinin Muğla Üniversitesi’ne bağışlanmasının sağlanması (Eylül 2008). Tapu devri gerçekleşmiş olup, 2 yıl içinde proje ve uygulamanın yapılması konusunda protokol imzalanmıştır.

“Bunların yanı sıra ÇEKÜL gönüllüsü bir mimar olarak, sahibi olduğum ASAR / Anı Sanat Araştırma Restorasyon Mimarlık İnşaat Limited şirketi ve Asar Ahşap Atölyesi ile geleneksel Muğla Evlerinin restorasyonu doğrultusunda profesyonel işler yapıyorum. Bu süreçte, ÇEKÜL’den aldığım ‘araştırma ve arşivcilik’ disipliniyle “yapıya ruh katan kişiler ve yaşamlar” konseptinde posterler hazırlayıp, restore edilen binaların cephelerinde restorasyon süresince sergileyerek geleneksel değerlerimiz hakkında farkındalık yaratmaya çalışmaktayım.


Apaydın-Koçer Evi Posteri

“Ayrıca büromuzun toplantı odasını cumartesi günleri, geleceğin Kültür Elçileri miniklere tahsis edip, emekli resim öğretmeni Ayten Taşpınar ile onların sanatla ve kültürle yoğrularak yetişmesine olanak sağlamaya çalışıyoruz.


Minikler için resim eğitimi

“Son dönemde 3 mimar arkadaş, 26-27 Şubat 2009 tarihlerinde TMMOB tarafından Ankara’da gerçekleştirilen Cumhuriyetin Mimarlık Mirası sempozyumuna Mimarlar Odası Muğla Şubesi adına katıldık ve Muğla’daki Cumhuriyet eserlerini sunduk. Bu çalışma sırasında aramızda oluşan sinerji, bizi Muğla’da mimarlığın tarihçesi ve anılarla Muğlalı mimarlar konusunda bir kitap çalışması yapmaya isteklendirdi. Bugünlerde her pazartesi yine büromun toplantı odasında buluşup kitap hazırlığı içi heyecanlı bir çalışmayı sürdürüyoruz.

“Gururla söyleyebilirim ki, Muğlalı kültür gönüllüleri son günlerde yerelde daha etkin olabilmek için çaba göstermeyi sürdürüyor. Önceki valilerimizden ÇEKÜL gönüllüsü Sayın Temel Koçaklar’ın desteğiyle ve ÇEKÜL felsefesinin ışığında kurduğumuz, kısa adı “Yolkapı” olan “Muğla Geleneksel Kent Alanını Canlandırma Derneği” ile yolumuza devam ediyoruz. Bugünlerde Avrupa Birliği’nin ‘Diyolağa Katılım’ başlığıyla desteklediği programına Muğla merkezden bir proje ile katılım hazırlığı içindeyiz. Bu proje kabul edilirse, Yerelde Yolkapı ve Ulusalda Çekül Temsilciliği için bir Muğla Evi ve profesyonel çalışan kadrosu kazandırılması da yakın gelecekteki hedeflerimiz arasında. On yılı bulan Muğla serüvenimin ardından artık sıranın bir ÇEKÜL Evi’ne geldiğini hissediyorum. Yolkapı Derneği hakkında daha geniş bilgiye www.asariatika.com adresinde “Muğla’dan Mektuplar” bölümünden ulaşabilirsiniz.

Kısa zamanda gelişmeleri paylaşmak dileğiyle…