Doğanın Uyanışı: Hıdrellez | ÇEKÜL

Doğanın Uyanışı: Hıdırellez

05.05.2020

Derleyen: Gülşen Hazal Çatalbaş, ÇEKÜL Bilgi Ağacı
Fotoğraflar: 
11. Ahırkapı Hıdırellez Şenlikleri, 2010 (ÇEKÜL Vakfı Arşivi)

Doğanın yeniden canlanışı, her yıl 6 Mayıs'ta Hıdırellez’le kutlanıyor. Adını, ihtiyacı olanlara yardım eden, toprak ve su koruyucuları anlamına gelen "Hıdır" ve "İlyas" isimlerinin birleşmesinden Hıdrellez, halk arasında ölümsüzlük sırrına erdiklerine ve biri karada, diğeri denizde darda kalanlara yardım ettiklerine inanılan Hızır ve İlyas’ın yılda bir defa bir araya geldikleri gün olarak kabul edilir. Hıdırellez kutlamalarında aileye olduğu kadar topluma da refah getiren, doğurganlığı artıran ve evcil hayvanları, bitkileri koruduğuna inanılan Hızır ve İlyas’la ilgili ritüeller ve törenler uygulanır. Hıdırellez, pek çok topluluk tarafından kutlanan ve yaşatılan köklü bir gelenek. Dolayısıyla tek bir kültüre mal edilmesi zor. Farklı kültürlerin bahar ve yaz bayramları geleneklerinin kuşaklar süren katkılarını, Hıdırellez geleneğinde görmek, kuşkusuz ki mümkün.

“Bahar Bayramı: Hıdırellez” 2017 yılında, Türkiye ve Makedonya çok uluslu SOKÜM unsuru olarak “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi”ne kayıt edilmiştir. Günümüzde Hıdırellez kutlamaları Türkiye’nin birçok il ve ilçesinde yapılıyor. Her bölgeye ve yöreye özgü geleneksel kutlama biçimlerine, geleneksel yemeklere rastlanıyor.

Hastalıklar ve Kötülüklerden Arınma  

Geleneksel Hıdırellez kutlamalarında, kutlamaların düzenlendiği mekânlar, genel olarak ev veya kutsal olduğuna inanılan kasaba ve kentlerin yakınında bulunan, yeşillik, sulak ve verimli yerler olarak da bilinen, adına “hıdırlık” denilen mesire yerleridir. Türkiye’deki gelenekler arasında Hızır’ın temiz olmayan evlere uğramadığı inancıyla, kutlamalardan önce mutlaka köklü bir ev temizliği yapılır. 5 Mayıs’ta ateşler yakılır; ateşin üstünden atlanarak nazar, uğursuzluk, kötü şans gibi olumsuzlukların uzaklaşacağına, pek çok bölgede kötülük ve hastalıklardan arınmam sağlanacağına inanılır.

Anadolu’da kimi yörelerde Hıdırellez dileklerinin kabul edilmesi için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. Bereket için yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık tutulur. Ev, iş ve benzeri şeylere sahip olma dilekleri maket ya da resimle yapılıp bir gül ağacının dibine bırakılır. İnanca göre Hızır buraya uğrar ve bu dileği kabul eder.

Hep Birlikte Pişirilen ve Yenen Yemekler

Hıdırellez günü pişirilecek yemeğin malzemesini herkes kendi yanında getirir ama yemek topluca pişirilir. Bazen de bu malzemeleri toplamak için de birkaç kişi gönüllü olur. Ama geleneksel Hıdırellez sofralarında en çok pişirilen yemek pilavdır. Pilavlar bölgeden bölgeye çeşitlilik gösterir.

Anadolu’da bölge bölge, kent kent görebileceğimiz pek çok farklı uygulama, bayramın Anadolu’da nasıl bir kültürel zenginlikle bezeli olduğunu gösteriyor. Aşağıda birkaç örnekle Hıdırellez’de yemek ritüellerini okuyabilirsiniz:

Malatya’nın Darende ilçesine bağlı Konaktepe Köyünde 10-15 kişi köyde kapı kapı dolaşarak “Ey ev ahalisi, Hızır aşkına ne verirsen ver!” diye seslenirler. Toplanan yiyecekler pişirilir. Eğer yemek geceye kalırsa sarı çiçekli yalağı otu toplanır. Köy meydanında yakılır. Herkes güle eğlene yemeklerini yer.

Bilecik’in Pazaryeri ilçesinde Hıdırellez için pişirilecek olan pilavın içine konulacak malzemeler halktan toplanır ve bu malzemelerle uygun bir meydanda pilav pişirilir. Pişirilen pilav meydana toplanan herkese dağıtılır.

Kars’ın Kağızman ilçesinde Hıdırellez’e “Bicek Çıkarma” adı verilir. Bicek Çıkarma, niyet çekme oyunun Kars’taki adıdır Adını bu oyunundan alan kutlamada taze yumurtalar kişniş, reyhan ve tarçın ile katılarak bir çeşit salata hazırlanır. Bu salatanın yanı sıra yapılan kete de Hıdırellez sofrasının olmazsa olmaz yiyeceklerinden biridir. Bicek Çıkarma sofralarında dövülmüş buğday, tereyağı ve parça etle yapılan keşkek, erişteli pilav ve cılbır hazırlanarak ayran ve çay eşliğinde yenilir.

Afyon Dinar’da Hıdırellez için yapılacak yemekler için bir heyet oluşturulur. Hıdırellez’den bir gün önce kapı kapı dolaşılarak evlerden yağ, tuz, bulgur, tavuk, koyun, kuzu toplar.

Tekirdağ’da yemek hazırlığının önemli bir bölümünü kuyruk adı verilen yiyecek tepsisinin üzerine yiyecek toplanması oluşturur. Bu tepsiye isteğe göre her türden yiyecek konur. Bazı köylerde buna “Teferrüç Tepsisi” adı yerilir. Tepside börek, mısır ve piliç bulunur. Hıdırellez'e çağırma işini o yıl kuyruğu satın alan kişi yapar. Satın almada karşılık olarak hiçbir şey verilmez; satış temsilidir. Buna "kuyruğu satın almak ve kuyruğu satmak" denir.

Kütahya’da yapılan Hıdırellez kutlamalarında halk, hıdırlıktan geven sallama uygulaması ile kutlamaya çağrılır. Uygun olan hava şartlarında gerçekleştirilen “Geven Çıkarmak” uygulamasında, hıdırlıktan toplanan kuru geven sapları, bir araya toplanıp tutuşturularak çıkarılan dumanla, ertesi gün Hıdırellez kutlamalarının yapılacağı duyurulur. Daha sonraki yıllarda geven sapları yerine hasır yakıldığı belirtilmiştir.

Kısmet Hıdırellez’e: Mâniler, Dilekler

Hıdırellez’de dilek deyince, birçok kentte geleneksel olarak “kısmet açma” dileği ile karşılaşmak mümkün. Ritüeller yine oldukça renkli:

Isparta’nın Kaplanlı Köyündeki gelinlik kızlar Ahmed Baba Tekkesi, Boyalı, Emirgazi denilen yerlerde dualar eder, "Açıl bahtım / Geldi vaktim / Gelin olma vaktim" diyerek ve tespih taneleri çekerek dilek tutar.

Afyon’daki kutlamalarda da evlenmeyi dileyenler, sabah namazından sonra yanlarına bir asma kilit alarak, evli ya da yaşlı bir kadınla birlikte Karahisar Kalesine gider. Kilit kaleye varmadan önce kapatılır. Kaleye çıkıldıktan sonra, yaşlı veya evli bir kadın bu kilidi kızların başında açar. Böylece kısmetlerini de açmış olur. Daha sonra kızlar, kalenin yakınlarında bulunan Kız Kulesinden “Bahtım bahtım / Altın tahtım / Evlenecek vaktım” diye bağırırlar. Bu uygulamadan sonra kısmetin açılacağına inanılır. Eğer kaleye çıkan kişi, oğlu olmasını istiyorsa “Çocuğum olacak vaktım / Okulu bitirecek vaktım” diye bağırır. Bundan sonra Hıdırlık Dağına çıkılır ve eğlence devam eder.

Dilekler İçin Hazırlanan Ritüller

Hıdırellez kutlamalarındaki daha çok geleceğe dayalı beklentileri öğrenme, iyi olanları devam ettirme, kötü olanların iyiye dönüşünü sağlama amacıyla ritüeller uygulanır. Bu ritüellerin bazılarında Hızır’ın bulunulan yerlere gelip gelmediğini anlamaya dayalı uygulamalar yapılır:

Kars’ta Hıdırellez için geçen yıldan saklanan buğday, sac üzerinde kavrulur. Daha sonra sacdan alınıp "kir kire (el değirmeni) ile çekilip kavurga yapılır. Bakır bir tasa alınan kağut, boş bir leğen, su dolu ibrik, kullanılmamış havlu, ayna, tarak, küçük bir maşrapa ve bir kaşıkla birlikte boş bir odaya bırakılır. Böylece Hızır’ın odaya gelip leğende abdest alacağına, tastaki kağuta elini basıp içine su dökerek karıştıracağına ve eve bereket getireceğine inanılır. Hafta boyunca odalarda toplanılarak kavurga, kağut yenir. Kavrulan Hıdırellez buğdaylarından birkaç avuç, bir torbada bahara saklanır. Ekilecek tohuma katıldığında ekilecek ürünün bereketli olacağına inanılır.

Antalya’nın Korkuteli ilçesinde Hızır’ın gece evlerine gelip gelmediğini anlamak isteyen halk, 5 Mayıs gecesi bir kabın içine un eler. Ertesi gün unun üzerinde izler varsa, Hızır’ın o eve geldiği ve bereket getirdiğine inanılır.

Türkiye’nin pek çok bölgesinde “yoğurt çalma geleneği” adıyla bilinen bir ritüelde, Hıdırellez günü mayasız yoğurt çalınır. Yoğurdun tutması halinde Hızır'ın eve uğradığına inanılır.

Ankara’nın Bala ilçesine bağlı Keklicek Köyünde Hıdırellez günü sütler sağıldıktan sonra maya katılmaksızın evlerin avlusuna bırakılır, eğer akşama doğru bu sütler mayalanırsa, Hızır’ın elinin değdiği ve o senenin bereketli geçeceğine inanılır.

Hıdırellez’de uygulanan ritüellerde genellikle renkler aracılığıyla geleceği öğrenmeye yönelik fallar önemli bir yer tutar. Hıdırellez arifesinde çeşitli dilekler tutularak soğan yumrusunun bir ucuna siyah veya kırmızı, diğerine beyaz veya yeşil renkli ipler bağlanarak Hıdırellez sabahı erkenden bu soğanlardan hangisi daha hızlı uzamışsa o renkle ilgili tahminlerde bulunulur. Örneğin yeşil veya beyaz renkli ipin bağlı olduğu soğan daha çok uzamışsa dileklerinin gerçekleşeceği ve yılın gelecek Hıdırellez’e kadar bereketli ve mutlu geçeceği tahminleri yapılır. Eğer siyah veya kırmızı renkli ipin bağlı olduğu soğan daha çok uzamışsa dileklerin gerçekleşmeyip senenin zahmetle geçeceği yönünde bir tahmin yapılır.

 

Suyla İlgili Ritüeller

Su, Hıdırellez’de toprak ve ürün kadar önemli. Farklı bölgelerden ritüeller de bunun göstergesi:

Trabzon’un Şalpazarı ilçesindeki ritüele göre, Hıdırellez günü kayıkla denizin kıyısında dolaşılması, bütün dert ve sıkıntıları giderir. Yine aynı yerde hayvanlar süslenerek deniz kıyısında yıkanır. Bu uygulamanın temelinde kötülüklerden arınma inancı yatar.

Kırklareli’nin Kavaklı ilçesinde 5 Mayıs’ta kırlardan 41 çeşit ot toplanır. Toplanan bu otlar içi su dolu bir kazana konur. 6 Mayıs sabahı erkenden kalkılır; zinde kalmak, hastalıklardan korunmak amacıyla bu suyla banyo yapılır.

Kırşehir’in Kaman ilçesine bağlı Değirmenözü Köyünde Hıdırellez suyu ile mutfak araç gereçlerinin yıkanmasının sağlık getireceğine inanılarak sabah erkenden çeşmelerden alınan sularla evin kap kacağı yıkanır.

Sivas’ta yapılan Hıdırellez kutlamalarında yer alan bir ritüel “Hızır sopası geleneği” adını taşır. Bu geleneğe göre Hızır sopası adı verilen bir sopayla dövülen insanlar, o sene ağrı sızı çekmeyeceklerine inanırlar.

Oyunlarda Hıdırellez

Hıdırellez’de oynanan ritüel kökenli köy seyirlik oyunlarından biri Değirmenci oyunudur. Temsili bir değirmen kurulmasından sonra ortada değirmenci olan kişi buğday öğütür gibi yapar. Aslında el değirmeninde toprak öğütülür. Çevresinde bütün köyün kadınları büyük bir halka oluşturarak değirmenci türküsünü söylerler. Türkü 7 kez söylenir. Artık buğdaylar temsili olarak öğütülmüştür. Herkes undan (topraktan) bir avuç alarak evine döner. Hıdırellez eğlencesi sonunda o toprağı her aile yeni üretim yılının bereketli, ürünün bol olması için ambarlarına serper.

Balıkesir’de genç yaşlı demeden herkes salıncaklara biner. Gençler kel olmamak için, yaşlılarsa günahlarının döküleceği inancıyla salıncağa binerler.

Antalya’nın Kumluca ilçesine bağlı Yazır Köyünde Hıdırellez’e özel olarak iki çeşit salıncak kurulur. Bunlardan biri tek kişilik salıncaktır. Hıdırellez günü salıncaklara binenler göğe her yükseldiklerinde günahlarından arındıklarına inanır. İkinci tür salıncak ise “cavur salıncağı” adını taşır. Bu salıncağa iki kişi birlikte binebilir.

Hıdırellez’de oynanan oyunlarda mâni, türkü, tekerleme gibi halk edebiyatı ürünlerine bolca rastlanır. Tekirdağ’ın Muratlı ilçesinde Hıdırellez’de oynanan bir oyun Kanarya oyunudur. Karşılıklı iki kişi el ele tutuşup kanarya mânisini söyler; halka şeklinde dizilmiş seyircilerse o sırada zıplar. “Elma attım denize / Kanaryam geliyor yüze yüze ġu / Muratlı kızları / Doksan dokuz bin yüze / Kanaryam . Polat Köyündeki bir başka oyun “sarı sarkıtan” adını taşır. Bu oyunda gençler ellerine bir kova alır ve ev ev dolaşır. Evin bacasından kovayı aşağı sarkıtarak hep bir ağızdan “Sarı sarı sarkıtan / Hacı Ahmedi korkutan / Teşt altında kömbe var / Ondan bana hisse ver / Verirsen bir kara gözlü oğlun / Vermezsen bir kel kızın olsun” der ve toplanan yiyecekleri ihtiyaç sahiplerine dağıtırlar.

“Niyet oyunu”, Hıdırellez’de, Hıdır-Nebî’de ve Nevruz’da genellikle genç kızlar arasında oynanan bir oyun. Bu oyunda bir testiyle getirilen su, çömleğe konulur. Su dolu çömleğin içine herkes yüzük, küpe vb. nişanlarını atar. Bunun yanında testiye çeşitli çiçekler de atılır. Çömlek arife günü üstü bir örtüyle örtülerek gül ağacının dibine bırakılır. Küpün üzerine bir kilit konulur ve usulen kilitlenir. Ertesi gün tekrar biraraya gelen kızlar, gül ağacının dibinden çömleği alır. Kilit açılır. Çömlek içinden niyetler ya 5-6 yaşlarında bir erkek çocuğa ya da gözleri bağlanmış bir kız çocuğa çektirilir. Çeşitli yörelerde ilk mâninin adı “martufal-başı” oIup, kimin niyetine çıkarsa o yıl istediklerine kavuşacağına inanılır. Açılış yapıldıktan sonra çömlekten işaret çekilişi yapılır ve mânisi okunur. Her mâni işareti çıkanın bahtına kabul edilir. Oyun, tüm işaretler bitinceye kadar devam eder. Oyunda söylenen mânilerde ümit, neşe, metanet, aşk, sevgi, şefkat, iyilik, kardeşlik, gurbet, vatan sevgisi gibi temalar görülür. Diğer bölgelerde doğrudan mâniye geçildiği halde Bolayır’da “Ümran!..” Isparta'da ise “Haydilen!” nidasıyla mâniler söylenir. Hıdırellez’de uygulanan en önemli tören olan “niyet oyunu” bölgelere göre değişik adlarla da anılır.

Sinop’ta da Hıdırellez günü özellikle kadınlar kırlara çıkar ve bugün “Tekke Bayramı” olarak ifade edilir. Genç kızlar bir gün önceden kurulan beşiklerde sallanıp dolaplarda döner ve daha sonra da “Alaylar Alaylar” ve “Hisarımızın Çevresi” oyunlarını oynar. “Alaylar Alaylar” oyununda el ele tutuşmuş karşılıklı beşer, onar kadından oluşan iki grup vardır. Bir grup “Alaylar alaylar, tortop alaylar”; öteki grup “Ne istiyorsun ne istiyorsun bizim alaydan?” diye sorar ve oyun şöyle devam eder: “İçinizde bir güzel var, onu isteriz”, “O güzelin adı nedir, bize bildirin!”, “O güzelin adı... kadındır”, “Uğurludur, usludur yalnız veremem...”, “Eşimle, dostumla varır alırız” diyerek ve hücum ederek hangi kızın adı söylenmişse onu öteki grup içinden alırlar. Oyun, kişiler değişerek tekrarlanır. “Hisarımın Çevresi” oyunu ise, 20-25 kadar genç kadın tarafından halkalanmak suretiyle oynanır. Halka oluşturulduktan sonra hep bir ağızdan “Vay sizin yerde, vay bizim yerde baharı böyle ekerler, biçerler!” diyerek bağrışırlar.

Pek çok bölgede tüm canlılığıyla günümüzde de devam eden kutlamalar, baharın gelişini coşkuyla karşılayan insanların kırlara, meydanlara, sokaklara çıktığı, bir araya geldiği, toplandığı yeni mevsime, umutlara, hayallere de bir ilk adım.

Hıdırellez Bayramınız kutlu olsun!

Kaynakça:

  1. Ahmet Yaşar Ocak, 1998, Hıdırellez, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 17, s.313-315.
  2. Aktürk, S. (2014), Türkiye’de Hıdırellez Etrafında Oluşan Folklorik Unsurlar Üzerine Bir İnceleme, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Türk Halk Edebiyatı Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi.
  3. Artun, E. (1990) “Tekirdağ’da Hıdırellez Geleneği”, Türk Halk Kültüründen Derlemeler Hıdrellez Özel Sayısı, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 1-23.
  4. ÇAY, A. (1990). Hıdırellez Kültür ve Bahar Bayramı. Ankara: Feryal Matbaası
  5. Ekici, M. 2018, UNESCO SOKÜM Temsili Listesinde Türkiye’nin Çok Uluslu, Dosyaları, 120, 81-89
  6. Kasımoğlu, S. (2007), Cumhuriyet Döneminde Geleneksel Kutlamalar Bağlamında Hıdırellez Geleneği, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Halk Bilimi Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi.
  7. Oğuz, Ö. (2020) Çok Uluslu Hıdırellez: Sınırlar ve Sorunlar,125, 35-45.
  8. Oğuz, Ö. ve Kasımoğlu, S. (2006) Türkiye’de 2005 Yılında Yaşayan Geleneksel Kutlamalar, Ankara: Gazi Üniversitesi THBMER Yayını
  9. Santur, A (1990): “Afyon’da Hıdırellez Geleneği”, Türk Halk Kültüründe Derlemeler, Hıdırellez Özel Sayısı, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 131-135.
  10. Şahin, H. (1990) “Malatya ve Köylerinde Hıdrellez Hızır Geleneği”, Türk Halk Kültüründen Derlemeler, Hıdrellez Özel Sayısı, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, s. 147-157
  11. Ülkütaşır, M. Ş (1976) “Hıdırellez Hakkında Bir Araştırma”, Türk Folkloru Araştırma Yıllığı, 1975, Ankara, Ankara Üniversitesi Basımevi, 161-170.
  12. minehüyükköyü.com.tr
  13. kars.gov.tr
  14. muhsinkokturk.com