ÇEKÜL Akademiden UNESCO’ya Yakın Bakış | ÇEKÜL

ÇEKÜL Akademiden UNESCO’ya Yakın Bakış

08.04.2021

Koruma alanında yürütülen çalışmaları izleyerek, belediyelerin ihtiyaçları doğrultusunda eğitim içerikleri hazırlayan ÇEKÜL Akademi, uluslararası koruma çalışmalarını da yakından takip ederek, yeni yaklaşımlara da model oluşturuyor. UYEP, bu noktada önemli bir eğitim başlığı olarak çıkıyor karşımıza.

ÇEKÜL Akademinin programına bu yıl aldığı UNESCO Yerel Yönetimler Eğitim Programı UYEP, 3 modül olarak planlandı. Eğitimin ilk modülü şubat ayında, ikinci modülü ise mart ayında gerçekleştirildi. Haziran ayında alanda teknik inceleme gezisi ve vaka analizi ile tamamlanacak olan eğitim, kültürel ve doğal miras kavramına ve yönetimine ilişkin evrensel normlara yakından bakmayı, bu noktada geliştirilecek projeler için katılımcılara faydalı olabilecek bilgi ve örnekler sunmayı amaçlıyor.

 

Eğitimin ilk modülü, “UNESCO Dünya Mirası ve Yerel Yönetimler 1 / Kültürel ve Doğal Miras Tanımı ve Küresel Yaklaşımlar” başlığı altında; Namık Kemal Döleneken, Prof. Dr. Nizamettin Kazancı, Umut Aksungur, Doç, Dr. Evrim Ölçer Özünel, Bedel Esma Emre ve Evrim Ulusan’ın eğitmenliğinde, çevrimiçi olarak düzenlendi. Eğitime belediyelerin UNESCO ve alan yönetimi çalışmalarını sürdüren birimlerinden uzmanlar katıldı.

Eğitim kapsamında, UNESCO ve Alan Yönetim Uzmanı, şehir plancısı Namık Kemal Döleneken ile eğitim başlığına bir giriş yapıldı. UNESCO’nun tanımı, ilişkili kurumlar (ICOMOS, IUCN, UNESCO, World Monuments Fund, Türkiye Milli Komisyonu), çatısı altındaki programlar (Yaratıcı Kentler Ağı, Dünya Kitap Başkenti, Öğrenen Kentler Küresel Ağı, UNESCO Kürsüleri Ağı, Kardeş Okullar Ağı) hakkındaki bilgiler bu eğitimde detaylı olarak ele alındı. Döleneken, Birleşmiş Milletlerin 2030 yılı sürdürülebilir kalkınma için oluşturulan hedeflerinden başlayarak UNESCO için hazırlanan alan yönetimi planları ve diğer stratejik planların da bu hedefleri gözeterek ele alınması gerektiğini belirtti.

İkinci oturumda Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve UNESCO Türkiye Milli Komite üyesi ve aynı zamanda Jeolojik Mirası Koruma Derneği-JEMİRKO- kurucusu ve başkanı Prof. Dr. Nizamettin Kazancı söz aldı. Jeosit/jeolojik mirasın yerküreyi açıklamada çok önemli bilgilere ulaşmayı sağladığını hatırlatan Kazancı, alanın, kültürel miras gibi görsel çekiciliği olmasa da korunmasının önemine vurgu yaptı; jeolojik mirasın az bilinen tarihini anlattı. Jeolojik miras, yok edilme tehlikesi nedeniyle yakın zamanda UNESCO çatısı altında değerlendirilmeye başlandı.

İstanbul Teknik Üniversitesi, Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü doktora öğrencisi Bedel Esma Emre, miras alanlarının envanterlenmesi bağlamında “Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS)” üzerine konuştu. CBS, UNESCO bağlamında hazırlanan alan yönetimi planlarında alanın üstün evrensel değerini, sınırlarını belirleme ve eylem planlarını hazırlama konusunda önemli bir karar destek sistemi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünden Umut Aksungur, sunumunda Türkiye’de somut olmayan kültürel miras hakkında bilgiler verdi. SOKÜM’ün tanımı ve tarihçesiyle birlikte, geniş bağlamının da ortaya konulduğu bu sunumdaki bilgiler de UNESCO çerçevesiyle ele alındı. UNESCO ile birlikte ortaya çıkan kavram, 2003 yılında sözleşmeye dönüştü, ulusal ve uluslarası çalışmalara sözleşme bağlamında yön verdi; ulusal envanterler içinde Somut Olmayan Kültürel Miras Ulusal Envanteri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ulusal Envanteri ile ilgili alt başlıklar gündeme geldi.

Ankara Hacı Bayram Üniversitesi Türk Halk Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evrim Ölçer Özünel de bu sunumu takiben, SOKÜM’ün mekânsal korunabilirliği üzerine bilgiler verdi. ICOM’un 2007’de SOKÜM’ü tanımına dahil etmesi, alanda yeni bir başlık açmış, somut olmayan kültürel mirasın müzelerde nasıl yer alabileceği konusu gündeme gelmişti. Birleşmiş Milletlerin 2030 sürdürülebilir kalkınma hedeflerini önceleyen müzecilik anlayışını hatırlatan Özünel, bu bağlamda bir sunum yaparak SOKÜM listesinde her ülkenin tek başına ya da ortak dosyalar biçiminde unsurlarını listeye aldırabileceğini hatırlattı.

ÇEKÜL Akademi UYEP eğitimi, UNESCO ve Alan Yönetimi Uzmanı, yüksek şehir plancısı Evrim Ulusan’ın sunumuyla son buldu. Ulusan, Dünya Miras Listesinin tarihçesi, temel kavramlar, UNESCO kriterleri ve kazanımları ile Dünya Miras Listesinde Türkiye üzerine bilgiler verdi; başvuru süreçlerini ayrıntılı olarak ele aldı. Evrim Ulusan’ın konuyla ilgili kaleme aldığı detaylı inceleme yazısı, Yerel Kimlik dergisinin 65’inci sayısında okunabilecek.

 

Kimlikli Kentlerden Yaratıcı Kentlere

İlk modülde ana başlığa temel oluşturacak bilgileri paylaşan Namık Kemal Döleneken, ikinci sunumunda danışmanlığını yaptığı Yesemek’te UNESCO süreci ve alan yönetimi ile ilgili bilgiler verdi. Yesemek, 2012 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesine alınmıştı. Eğitim; Dr. Ömer Devrim Aksoyak’ın “Aphrodisias Antik Kenti Alan Yönetim Planı” sunumuyla devam etti. Roma Döneminde heykel yapım merkezi olmasıyla ön plana çıkan Aphrodisias, 2017 yılında Listeye alınmıştı.

 

UNESCO Öğrenen Kentler Ağının üyesi olan Eskişehir Büyükşehir Belediyesinden Hale Kargın, sunumunda Öğrenen Kentler Ağı; Kentsel Tasarım Müdürü, mimar Ebru Yılmazer İstanbul'un tasarım kenti seçilme süreci; UNESCO Öğrenen Kentler Ağı Koordinatörü Tuncay Polat, 2019’da UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağına Müzik Şehri olarak dâhil olan Kırşehir’in ağa başvuru sürecini anlattı.

ÇEKÜL Vakfı Bölge Koordinatörü, mimar Zafer Okuducu’nun Gaziantep kasteller ve livaslarını anlattığı sunum, kentin 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listeye alınış süreciyle ilgili bilgileri içerdiği gibi, alana önemli katkı niteliği taşıyan çalışmaları da bir kez daha hatırlattı.

Bursa Alan Yönetimini Başkanı Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu’nun UNESCO Dünya Miras Listesinde Bursa’nın dosya süreci ve alan yönetimini anlattığı sunumla son bulan UYEP ikinci modülü, UNESCO’nun 2030 küresel sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda oluşturduğu program ve listelerin kavramsal tanım ve içeriklerinin Türkiye’den ve dünyadan örneklerle katılımcılara aktarılmasında önemli bir boşluğu doldurdu.