Tarihi Kentler İstanbul’da Toplandı | ÇEKÜL

Tarihi Kentler İstanbul’da Toplandı

01.10.2020

Tarihi Kentler Birliği, yılın ikinci Birlik Meclis Olağan Toplantısını 28 Eylül Pazartesi günü The Green Park Pendik Otelde gerçekleştirdi. Buluşma, TKB tarafından bu yıl 19’uncusu düzenlenen Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması Ödül Törenine de ev sahipliği yaptı. Her yıl YAPEX Fuarı kapsamında yapılan tören, fuarın pandemi koşulları nedeniyle ertelenmesi sonucunda İstanbul Buluşmasına taşındı.

 

TKB Genel Sekreteri Sezer Cihan’ın moderasyonunu yürüttüğü İstanbul Buluşması, Meclis Toplantısı ile başladı. Yılın ikinci Meclis Toplantısı, Divan Başkanı Hayrettin Güngör tarafından yönetildi. Güngör, gündem maddelerini okuyarak oylamaya sundu. Toplantıda ayrıca Birliğe yeni üye olan belediyeler de açıklandı. Buna göre Ağrı Belediyesi, Belediye Meclis kararıyla üyelikten ayrılırken Keşan ve Dargeçit belediyeleri, Birliğin yeni üyeleri oldu; TKB üye sayısı 460’a yükseldi. Tarihi Kentler Birliği 2020 Bütçe oylamasının da yapılmasının ardından Meclis Toplantısı son buldu.

TKB’nin 20. Yılında Ülke Bütününde Havza Çalışmaları

Faruk Göksu, ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi

ÇEKÜL Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi, şehir plancısı A. Faruk Göksu’nun “TKB’nin 20. Yılında Ülke Bütününde Havza Çalışmaları ve Fırat Havzası” başlıklı sunumunu ile buluşmanın ilk konuşmasını yaptı: “Tarihi Kentler Birliği, tüm Fırat Havzasını kapsayacak bir çalışmayı aldı gündemine. Bu çalışmada ilk olarak Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına gireceğimiz 2023 yılına dek somut bazı adımlar atmayı hedeflediysek de, hedefimizin sınırını genişleterek 2030’e değin sürecek bir planlamayı öngördük. Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, 2030’u imliyor. Bu iki tarih, yani 2023 ve 2030, çalışmamızın ana omurgasını oluşturdu. Fırat; su kenarı yerleşmelerini kapsadığı gibi, hinterlandı alırsanız Hatay’ı, Kahramanmaraş’ı kapsıyor. Etkileşim alanı çok büyük. Dolayısıyla biz önce Fırat’ı anlamaya çalıştık. Fırat Buluşmaları adını verdiğimiz buluşmalar aracılığıyla halka, belediye başkanlarına sorular sorduk. Malatya’da, Levent Vadisinde büyük bir katılımla, kamu-yerel-sivil-özel kesimlerin temsilcileriyle ilk çalıştayımızı gerçekleştirdik ve özellikle yerelden bilgi ve öneriler almaya çalıştık. Daha sonraki çalıştaylarımızı Elazığ/Harput’ta, Tunceli/Pertek’te; Arapgir ve Adıyman merkezde yaptık. ‘Size göre Fırat nedir?’ sorusunu sorduk. Sonuç, ‘suların buluşması’ oldu. Öyle bir coğrafya ki, sadece Fırat ve Dicle değil, bu nehirleri besleyen, devamı olan o kadar çok su hareketi var ki, bu coğrafyayı ayrıcalıklı kılan da suların etkileşimi. Sonuçlardan bir diğeri de ‘yeniden keşfetmek’ti. Bu coğrafyada bilinenler ve bilinmeyenler yeniden keşfediliyor. Şanlıurfa’da Göbeklitepe’nin keşfi, bu coğrafyanın yeniden ve yeniden keşfedilmeye ne kadar açık olduğunu gösteriyor. Çalıştaylarımızdan çıkan üçüncü sonuç ise, uygarlıkların üretim biçimlerinin geliştiği yer vurgusuydu. Yazının, tekerleğin, kap kacağın ve daha birçok keşfin, icadın coğrafyası burası. Bu değerleri tekrar keşfederek, eski çizgileri yeni değerlere nasıl dönüştüreceğimizi düşünmemiz gerekiyor. Fırat, inanışların doğduğu, yayıldığı gizemli bir coğrafya. Bu kültürel zenginlik, bize gelecekle ilgili bir alan açıyor. Fırat’ın belleği, Fırat’ın su yerleşmelerinin gezegeni koruyan bir yaklaşımla gençler ve halkla buluşturulması, yerelin ekonomiye katma değeri gibi başlıkları düşünmemiz, stratejiler geliştirmemiz lazım. Havza birlikleri, havza ajansları örnekleri var dünyada. İşbirliğine, güç birliğine dayalı ortamlar bunlar. Hep birlikte hareket etmemiz lazım. Bu nedenle yeni nesil üretim ve yeni nesil yönetim planına ihtiyacımız var. Bununla birlikte Fırat’ın anatomisini çok iyi bilmeye ihtiyacımız var. En önemlisi de tasarım ilkelerini ortaya koymamız gerekiyor.”

Faruk Göksu, konuşmasını sürdürülen çalışmanın çıktılarını biraraya getiren yayına işaret ederek tamamladı: “Kentsel Strateji uzmanları tarafından hazırlanan ve ÇEKÜL’ün danışmanlığında toplam 11 kentte yürütülen araştırmanın sonunda ‘Fırat 2023 Eylem ve Vizyon Planı’ hazırlandı. Tarihi Kentler Birliği tarafından yayımlanan ve bugün sizlere birer kopyası verilen vizyon ve eylem planına  www.tarihikentlerbirligi.org adresinden de online ulaşılabilir. Bu çalışma kapsamında bir manifesto yayımladık. 10 maddelik bu manifestonun en önemli ilkesi etkileşim. O nedenle sizlerin de katkısına açık bir plan. Önerilerinizle geliştirilmeye yenilenmeye açık olduğunu paylaşmak isterim.”

Medeniyet ve Yurttaşlık

Hayrettin Güngör, TKB ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Başkanı

Tarihi Kentler Birliği ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Başkanı Hayrettin Güngör ise konuşmasında dünyanın başka başka dillerinde şehir anlamına gelen kelimelerin tamamına yakında iki kök anlam bulduğumuzdan söz ederek, medeniyet ve yurttaşlık sözcüklerinin altını çizdi: “Bugün adına şehir dediğimiz yapılar, bu kök anlamlara nispetle tanımlanıyorlar. Yani kent/yurttaşlık bilinci ve medeniyet/üretim bilinci. Yine bugün özellikle küresel pandemi ile birlikte yoğun olarak gündemimize aldığımız bir düşünce var. Gayet isabetli bir şekilde deniliyor ki ‘Yeni ülkeler artık şehirlerdir. Uzun vadede kendi kendine yetebilen şehirlerin öne çıktığı bir dünyada yaşayacağız.’ Doğrusu bu tespite coşkuyla katılıyorum. Kendi kendine yetebilmenin önemini bir an olsun gözden kaçırmamamız gereken tarihsel bir yol ayrımına geldik. Bu yol ayrımında adına şehir genetiği diyebileceğimiz o büyük hafızanın kentleri birkaç adım öne çıkaracağını düşünüyorum.”

Hayrettin Güngör, kent hafızasına vurgu yaptığı konuşmasını bugünün kent konseptini tanımlayarak sonlandırdı: “Bugün tarihi kentler konseptini şehir genetiği ve inovasyon kavramlarıyla birlikte düşünmeye mecburuz. Hem yüzyıllar, hatta binyıllar içerisinde biriktirdiğimiz genetiğe yaslanacak hem de bu genetiği kendi kendine yetebilen şehirler fikrini inovatif olarak geliştirmek üzere kullanacağız. Yaptığımız restorasyonlarla tarihimize sahip çıkmanın yanı sıra, hummalı bir hazırlık içinde yürüttüğümüz şehir tasarım merkezi ve benzeri hamlelerle, UNESCO başvuru sürecimizle ve daha nicesiyle Türkiye’ye örnek bir şehir genetiği projeksiyonu ortaya koymak istiyoruz. Bu süreci Kültürel Kalkınma Eylem Planı adını verdiğimiz örnek bir planla taçlandıracağız.”

Yerelden Evrensele, Gelenekten Geleceğe

Fatma Şahin, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı

İstanbul Buluşması, Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı Fatma Şahin’in konuşması ile devam etti: “Tarihi Kentler Birliği ve Prof. Dr. Metin Sözen’in vizyonu çok önemli. Bu Birlik bir okul; nitelikli insanların yetiştiği bir okul. Bu okulun önemi, değişen dünyayı izleyebilen ve değişimi yönetebilen yaklaşımları açığa çıkarması ve desteklemesidir. Bunu vurguladıktan sonra, hazırladığımız Yerel Yönetimler Manifestosundan söz etmek istiyorum. Bu manifestoda çok önemli başlıklar var. Marka şehirler, akıllı şehirler, değer katan şehirler ve şehir ekonomileri başlıca olmak üzere, her biri çok iyi çalışılmış başlıklar bunlar. Ancak iyi biliyorum ki, ete kemiğe büründürmek, buranın, kentlerin, belediye başkanlarının işi. Çıkan metodolojiye, terminolojiye hâkim olmamız; dünyadaki değişimi görmemiz; yerelden evrensele ve gelenekten geleceğe hak ettiğimiz yerde konumlanmamız gerekiyor.”

Avrupa Birliği projesi kapsamında, büyük bir laboratuvar ve kütüphaneyi içerecek olan Arkeoloji Enstitüsünün kuruluş çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Fatma Şahin, bu enstitü ile kültür mirası çalışmalarını bütçe ve zaman engelini aşarak sürdürme hedefinde olduklarını belirtti: “Yaşadığımız coğrafyayı düşünün. Üzerimizde büyük bir sorumluluk var, çünkü emanetimiz büyük. Yerellik, doğa ve doğallık, Bereketli Hilal dediğimiz coğrafyada; bizim coğrafyamızda zaten var. Yeni dünyada yeni turizm anlayışı nasıl olmalıdır? Öne çıkan başlıklar nelerdir? Kentlerimizde doğayı ve yereli buluşturabileceğimiz benzersiz doğal alanlarımız var, bu alanlarda ne tür çalışmalar yürütülebilir? Tüm bunlar, kentlerin her birinin, üzerinde titizlikle çalışması gereken yeni başlıklar olarak çıkıyor karşımıza.”

Kültür Mirası: Turizmin Ana Damarı

Nadir Alpaslan, Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı

Buluşmanın son konuşmacısı, yaptığı değerlendirme ile Kültür ve Turizm Bakanı Yardımcısı Nadir Alpaslan oldu. Nadir Alpaslan konuşmasında özellikle Anadolu’nun kültürel birikimine değindi: “Belediye başkanları, kentlerinde doğrudan halkla ilişki içindedir. Kentlilerin sorun ve ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmanın yanı sıra, kentlerine kimlik kazandırmak da belediyelerin sorumluluğunda. Bu sorumluluğun önemi, açıkça ortada. Biz, bu ülkede adeta bir açıkhava müzesinde yaşıyoruz. Kültür mirasını korumak, zarar gören eserleri ihya etmek bu nedenle her birimizin görevi. Dolayısıyla TKB gibi birliklerle güç birliği yaparak görevimizi yerine getirmek, önemli. Türkiye, turizm açısından yıldızı parlayan ülkelerden biri. 2020 yılı başından bu yana yaşadığımız pandemi süreci turizmi olumsuz etkilediyse de, turizm her zaman önemini koruyacak bir başlık. Yeni normalde ve yeni dünyada turizmi yeniden ele almamız, turizmi ülkenin stratejik başlıklardan biri olarak ilan etmemiz, kuşkusuz çok anlamlı. Fakat asıl değerimiz, Anadolu’nun kültürel birikimidir. Doğal güzelliklerimiz, somut olmayan kültür mirasımız, yeni yaklaşımlar geliştirebilmemiz için önümüzde zengin bir alan açıyor. Turizmin ana damarı, kültürel ve tarihsel birikimimizdir. Somut ve somut olmayan kültür mirasımızı ihya etmek de öncelikli hedefimiz. Ülkemizin her bir köşesinde, birliktelik içinde, havza boyutunda düşünerek on binlerce yıllık zenginliğimizi insanlığın hizmetine sunabiliriz. Bu noktada özellikle belirtmek isterim; bütçe sınırları, doğru projelere engel değildir. Bakanlık olarak sizlerle her türlü işbirliğine açık olduğumuzu belirtmek istiyorum. Bakanlığımızın her birimi, sorumluluğunu yüklenmiş durumdadır. Sizlerle, belediyelerle her alanda gerekli işbirliği içinde çalışmaya, ortak sonuçlara ulaşmaya istekli olduğumuzu tekrar hatırlatarak, birlikte çalıştığımız ve çalışacağımız tüm belediye başkanlarımızı selamlıyorum.”

İstanbul Buluşması, konuşmaların ardından yapılan Koruma Özendirme Yarışması Ödül Töreni ile son buldu.